ege yıldız, sessiz boru
Son Kale İzmir
  • Dolar
    32,4739
    Dolar
  • Euro
    34,9302
    Euro
  • Altın
    2.435,940
    Altın
  • Bist-100
    9.717,00
    Bist-100
  • ADANA
    22/36°
    ADANA
  • ANKARA
    19/27°
    ANKARA
  • ANTALYA
    22/27°
    ANTALYA
  • BURSA
    17/27°
    BURSA
  • ISTANBUL
    17/22°
    ISTANBUL
  • IZMIR
    16/25°
    IZMIR
  • KONYA
    17/29°
    KONYA
Facebook Twitter
ANA SAYFA GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN KÜLTÜR-SANAT TÜRKİYE DÜNYA GÜVENLİK
Rezidansta kadın cinayeti!
Rezidansta kadın cinayeti!
Savaş Ay'ın miras davasında karar!
Savaş Ay'ın miras davasında karar!
Babasının silahıyla ağabeyini öldürdü!
Babasının silahıyla ağabeyini öldürdü!
23 Nisan'da tepki çeken Dilan Polat müsameresi!
23 Nisan'da tepki çeken Dilan Polat müsameresi!
24 Kasım 2020 Salı - 11:06

Akşener'den 14 günlük karantina çağrısı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, koronavirüs vakalarındaki artışa dikkat çekerek flaş bir çağrıda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Akşener, "Sayın Erdoğan'a bir kez daha sesleniyorum; Gelin en az 14 günlük bir karantina uygulayın. Aşı umuduna kadar Türkiye rahatlasın. Ama bunu yaparken işletmeleri ve çalışanları ayakta tutacak tedbirleri almayı ihmal etmeyin" ifadelerini kullandı

Akşener den 14 günlük karantina çağrısı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.

Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle: 

Bugün, Öğretmenler Günü. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek mimarlarının günü. Bugün, hayatın her alanında, atılan her büyük adımın arkasında, emeği olan öğretmenlerimizin günü. Sanayici de onlardan öğrendi, ticaretle uğraşan da… Diplomatımız da onların tedrisatından geçti, gazetecilerimiz de… İşçimiz de öğrenci oldu, işletmecimiz de…

Bu ülkede, ter döken, katma değer üreten, taş üstüne taş koyan her bir vatandaşımız, mutlaka bir öğretmenimizin ışığından faydalandı. Atatürk diyor ki; "Bir millet, savaş meydanlarında, ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi, ancak eğitim ordusuyla mümkündür." Genç Cumhuriyetimizin sağlam temellerinde, Türkiye’nin bugününde ve yarınında, o eğitim ordumuzun, öğretmenlerimizin payı çok büyük. Bir öğretmen olarak, içinde bulundukları zor şartlara rağmen, Atatürk’ün kendilerine emaneti olan o kutlu sancağı dik tutan, tüm meslektaşlarımın gününü kutluyor, onlara en kalbi şükranlarımı sunuyorum. 

Hazreti Ali der ki; “Bana bir harf öğretenin, kırk yıl kölesi olurum.” Ne muhteşem bir söz değil mi? Ama maalesef, bu muhteşem sözden feyz alamayanlar, öğretmenlerimizi hep hor gördüler. Buradan iktidardakileri uyarıyorum; Kurt kışı geçirir ama, yediği ayazı unutmaz. Öğretmenlerimiz de, onlara reva gördüğünüz bu 18 yılı,hiç ama hiç unutmayacak. Ay sonunu getiremediği için, ek iş yapmak zorunda kalışını, asla unutmayacak.

Öğrencisiyle pazardaki tezgahının başında karşılaşınca, yüzünü saklayışını, asla unutmayacak. Bu kadar kutsal bir mesleği, mevsimlik işçiliğe çevirenleri, asla unutmayacak. Sözleşmeli öğretmenlik diye bir saçmalık uydurup, onları güvencesiz bırakanları, asla unutmayacak. Çektikleri çileye rağmen, onlara gösteriş meraklısı diyen bakanları, asla unutmayacak. Onlar sizi unuttu, ama biz unutmayacağız.

Biz, “Her şartta ilim.” diyen Peygamber efendimizin buyruğunu unutmayacağız. Biz, Başöğretmenimizin vizyonunu unutmayacağız. Biz, Cumhuriyetimizin mimarları öğretmenlerimizi unutmayacağız. İYİ Parti iktidarında, öğretmenlerimizin zincirlerini kıracağız. İktidara geldiğimizin ertesi günü, o sözleşmeleri yırtacağız. Öğretmenlerimizi hak ettikleri kadrolara kavuşturacağız! Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

AKDENİZ'DEKİ OLAY MİLLİ GÜVENLİK MESELESİ

Akdeniz'de yaşanan olay bizim için bir milli güvenlik meselesidir. Alman fırkateyninin Yunan komutanın yönetiminde Türk bandıralı gemimize yaptığı hukuksuz arama bir anlamda sınır ihlalidir.

ÇUluslarası sulardaki bir gemi bayrağını taşıdığı ülkenin toprağı kabul edilir. Herhangi bir şüphe olması durumunda yapılması gereken Türkiye'ye bilgi verilmesi, Türk bakanlarının da gerekli prosedürü gerçekleştirir.

Ama onlar baskın yapmayı tercih ettiler. Bunu basit bir işmiş gibi geçiştiremeyiz. Hükümetten, uluslararası hukuktan doğan haklarımızın, hukukumuzun korunması için atması gereken gerekli adımları bekliyorum.

Ayrıca bu vesileyle, Avrupa Türk Konfederasyonu’na bağlı derneklerin, Almanya ve Fransa’daki etkinliklerinin yasaklanmasını da kınıyorum. Mesela Almanya’da, yasalar gereği, Avrupa Türk Federasyonu’na bağlı vatandaşlarımız, kendilerini “Vatansever” olarak tarif ederler.

Toplantılarında, yaşadıkları ülkenin bayraklarını asmayı eksik etmez, yaşadıkları ülkelerin yasalarına ve geleneklerine saygı gösterirler. Avrupalı Türklerin bu zarif tutumlarına rağmen, Almanya ve Fransa hükümetleri, Türk Bayrağı’ndan rahatsız oluyorlarsa, diyecek bir şey yok. Ancak, bu kararların ardında başka hesaplar varsa, şimdiden uyarmak istiyorum; Medeniyetleriyle övünen her iki ülkenin bu kararı, her şeyden önce insan hakları ihlalidir. Avrupa’da yaşayan Türklerin temel haklarını yok saymak, milletlerimiz ve ülkelerimiz arasındaki ilişkilere zarar verir. Hiçbir Avrupalı iktidar da, Türk düşmanlığını iç siyaset malzemesi yaparak bir şey kazanamaz. Buradan ilan etmek isterim ki; Siyasi pozisyonları ne olursa olsun, Türk Konfederasyonu üyesi vatandaşlarımızın sonuna kadar arkasındayız. 

"ERDOĞAN'A SESLENİYORUM"

Sağlık Bakanlığının açıkladığı verilere göre vaka sayılarında salgını yoğun yaşadığımız Nisan ayının bile üstüne çıktık. İlk günden beri yaptığımız bir öneri var. En az iki hafta karantina ilan edin, bu iş kontrolden çıkıyor diyoruz. Diyoruz da ancak kendimiz duyuyoruz. Buradan Sayın Erdoğan'a bir kez daha sesleniyorum; Gelin en az 14 günlük bir karantina uygulayın. Aşı umuduna kadar Türkiye rahatlasın. Ama bunu yaparken işletmeleri ve çalışanları ayakta tutacak tedbirleri almayı ihmal etmeyin. İşletmelere nakit desteği verin. Çalışanlara nakit desteği verin. Biz bu konuda ısrar ettikçe, beyefendilerin ilk tepkileri işin ekonomik boyutu oluyor. Oysa, Türkiye’nin parası var. Türkiye’nin gerekli desteği verecek gücü var.

"TÜRKİYE EN BAŞARISIZ ÜLKE"

Maalesef bu durum bir zihniyet meselesi. 19 yılın sonunda bu zihniyetin bizi getirdiği nokta çok açık. Dün biriken ne varsa sattılar, Bugün de geleceğimizi ipotek altına alıyorlar. Dün zaten gitti, bugün zarardayız ve bu yönetim anlayışıyla, yarınımız da artık tehlikede. Ülkesinin geleceğini düşünen, ülkesini kalkındırmayı hedefleyen bir anlayış, öncelikle çocuklarına yatırım yapar. Gelişmiş ülkelerde çocuk haklarının gelişmiş olmasının, çocuklara yatırım yapmaya büyük önem verilmesinin, temel sebebi işte budur. Atatürk’ün de, Cumhuriyet’in daha ilk yıllarında, çocuklarımıza ve gençlerimize büyük önem vermesinin sebebi de tam olarak budur. Çünkü çocuklarını düşünmeyen bir zihniyet, geleceği inşa edemez. Ne yazık ki çocuklarımıza gereken önemi vermiyoruz. UNICEF’in 2020 raporuna göre, Türkiye, 41 ülke arasında, çocuk politikaları konusunda, maalesef en başarısız ülke. Çocuklarımızın üçte biri, yoksulluk sınırının altında yaşarken, yalnızca yüzde 53’ü hayatından memnun. Bu oran Hollanda’da yüzde 90, Meksika’da yüzde 86, Hırvatistan’da yüzde 82. TÜİK’in verilerine göre; 5-17 yaş grubunda, çalışan çocuk sayımız 720 bin. Aralarında 5 yaşındaki çocuklarımız bile var. Resmi rakamlar böyleyse, gerçeğini siz düşünün.

Okuyacakları yerde, Oyun oynayacakları yerde, ekonomik şartlar nedeniyle, hayatın yükünü omuzlayan çocuklarımız var. Çocuklarımızın çalışma sebeplerinin başında, yüzde 40’a yakın bir oranda, aile ekonomisine destek sağlamak geliyor. Yani yüzbinlerce aile, bu desteğe muhtaç.

ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİK! 

Ankara, İzmir ve İstanbul’da, düşük ve orta gelirli ailelere mensup, yaklaşık 3000 çocukla yapılan araştırmaya göre, çocukların değiştirmeyi en çok istedikleri şey, adaletsizlik ve eşitsizlik. Ne kadar acı, değil mi? Çocuklarımızın dramı maalesef bununla da bitmiyor. Adli Sicil kayıtlarına göre, çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında, son 8 yılda yüzde 29 artış oldu. 2019 yılında, tam 11 bin 446 çocuğumuz, aile mahkemesinin kararıyla, 16 yaşında evlendirildi. İşlerine geldi mi dillerinden düşürmüyorlar ama, bundan 100 yıl önce, Osmanlı’da evlenme yaşı kızlarda 17, erkeklerde 18’di. Böyle utanmazlık olur mu? Bir de onca kavganın, gürültünün arasında unutulan, kimsesiz çocuklarımız var. Her birinin hayatı, adeta bir trajedi. İnsanın söylerken boğazı düğümleniyor.

Bakın size bir rakam vereyim; Türkiye’de, sadece yurtlarda 13 bin 867 çocuğumuz var. Koruyucu aile yanındaki çocuklarımızın sayısıysa 7 bin 259. Sokakta yaşayan kimsesiz çocuklarımızla ilgiliyse, maalesef net bir bilgi yok.  Eğer çocuklarımızın, yetersiz beslenmeden doğan vitamin eksikliği nedeniyle, 2-3 yaşına geldikleri halde dişleri çıkmıyorsa, ortada büyük bir sorun var demektir. Eğer kız çocuklarımız, sırf kanunlar yetersiz diye, küçücük yaşlarında anne oluyorsa, ortada büyük bir sorun vardır demektir. Eğer 'sek sek oynama yaşındaki kız çocuklarıyla evlenilebilir' diyen sapıklar, her yerde kol geziyorsa, ortada büyük bir sorun var demektir. Eğer iktidar, 19 yıldır çocuklarımızın içinde bulunduğu durumu görmezden geliyorsa, ortada büyük bir sorun var demektir.

Ülke yönetmek ciddiyet ister. Ciddiyet kaşları çatmak değildir. Ciddiyet, sorunları paydaşlarıyla birlikte sorun aramaktır. Devleti yönetirken sergilenecek ciddiyet bu seslere kulak vermek, böyle duyarlı insanlarla kafa kafaya vererek sorunu çözmektir. Buradan ilan ediyorum; Çocuklarımızı yalnız bırakmayacağız. Çocuklarımızı çaresiz bırakmayacağız. Liyakatsiz ellere teslim etmeyeceğiz.

Gelin şu faiz sebeptir, enflasyon sonuçtur demekten vazgeçin. Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin başladığı Temmuz 2018'den bu yana Türkiye ekonomisinin, ekonomik göstergelerine göz atmak yeterli. Temmuz 2018'de vergi gelirinin yüzde 10'u faiz ödemelerine gidiyordu. Bu ile o zaman yüksek bir orandı ama bugün milletin binbir zorlukla ödediği vergilerin yüzde 20'si bir avuç faiz lobisine gidiyor.

Yine Temmuz 2018'de devletin iç ve dış borç toplamı 1 trilyon liraydı. Bugün 1.9 trillyon liraya ulaştı. Son iki yılda yanlış borçlanma stratejisinin bütçemize maliyeti 135 milyar lira oldu. Yani sayın Erdoğan'ın partili Cumhurbaşkanlığı sistemi ve damat inadı bize 135 milyar liraya mal oldu. 

Sağlıkta reform dedin, kamu hastanesi bırakmadın. Eğitimde reform dedin, öğretmenleri mevsimlik işçiye çevirdiniz. Bürokraside reform dedin, memurluğu ekabir partililere peşkeş çektiniz. Demokraside reform dedin, tek adam rejimini kurdunuz. Milletin derdi tencereyi kaynatmak, senin derdin sarayda sefa sürmek. Kendi koltuğunu kurtarmayı, bu millete reform diye pazarlamayı artık bırak Sayın Erdoğan.

Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Atılacak adımlar belli. İş ve dış siyasetteki en küçük dalgalanmada piyasa daha fazla faiz talep edecektir. Bu iktidar sayesinde Türkiye'nin sorunları yapısallaştı. Yapısal tıkanıklık ancak yapısal müdahalelerle açılabilir. En büyük yapısal çözüm Partili Cumhurbaşkanlığı siteminden vazgeçmektir. Salgının yeniden arttığı bu günlerde gelir kaybına uğrayan küçük esnafımıza, mutlaka, karşılıksız ve doğrudan gelir transferi yapılmak zorunda.

Etiketler:
 
Enkaz altında kalan madalyalarına kavuştu
 
İzmir'de deprem tehlikesi geçti mi?
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Menemen krizi İYİ Parti'yi karıştırdı! Dervişoğlu'ndan Çıray'a sert sözler...
İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın Menemen'deki "zimmet ve irtikap" ...
İzmirli vekillerden seyyar satıcılar için önerge
CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter ile HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, ...
CHP'li Kılıç: Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu çıkaracağız
CHP İzmir Milletvekili, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi ...
 
AK Partili Sürekli'den Öğretmenler Günü mesajı
AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, Bakanlar Kurulu’nun, Gazi ...
Arınç: Çok rencide oldum!
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı ...
AK Partili Dağ: İzmir CHP'ye mahkum değildir
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, Menemen ...
 
Erdoğan'ın maaşına zam: İşte zamdan sonra alacağı ücret...
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bu hafta 4 kurumun 2021 bütçesi görüşülecek.
Son anket: 'AK Parti ve MHP 6 ili daha kaybediyor'
Avrasya Araştırma Şirketi Başkanı Kemal Özkiraz, son yerel seçim anketini ...
AK Parti eski milletvekili Şamil Tayyar'dan Bülent Arınç'a 'istifa' çağrısı
AK Parti eski milletvekili Şamil Tayyar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ...
 
YAZARLAR
ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK'TA SON KALE İZMİR
TWITTER'DA SON KALE İZMİR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Sokak esnafı korona günlerinde faydalı oluyor mu?

Evet
Hayır
Bilmiyorum

Sonuçları göster Anket arşivi
PUAN DURUMU
ARŞİV
Son Kale İzmir
KünyeKünye Ä°letiÅŸimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri