Twitter hesabından bir açıklama yapan Devlet Bahçeli, şunları söyledi: "Bu CHP’nin milli, manevi, kültürel ve tarihi değerlerimizle arasına kalın bir çizgi çektiği de en son İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin rezilliğiyle teyit edilmiştir. Be hey utanmazlar, yarı çıplak semazen nedir? Bu soysuzluk nasıl gösterilmiştir? 7,5 asırlık Mevlevi kültürüne bu saygısızlık nasıl hazmedilecektir? Bu kepazeliği izleyen belediye başkanını geçtik de Kılıçdaroğlu hiç mi utanmamış, hiç mi vicdanı sızlamamıştır? CHP’li İzmir Belediyesi edepsizlik çukuruna devrilmiştir. Bir de çıkmışlar, yarı çıplak soytarıyı, Türkiye’yi 50’den fazla ülkede temsil etmiş bir modern dans sanatçısı ve koreograf olarak tanıtmışlar. Neymiş, modern bir dans gösteriymiş. Batsın sizin modernliğiniz! CHP yönetimi, köksüzlüğün bataklığına saplanmıştır. Hz. Mevlana ne güzel de söylemiş; 'Kiminle gezdiğinize, kiminle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür. CHP çöptedir, nitekim kılavuzları, ortakları, dostları insanlığın yüz karalarıdır." İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ: "HASTALIKLI ZİHNİYET" Yaşanan semazen tartışmalarının ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden sert bir açıklama yapılmıştı, Açıklamada, şu ifadelere yer verilmişti: "İzmir'in dördüncüsüne ev sahipliği yaptığı ve 65 ülkeden kültür üreticilerinin katıldığı Dünya Belediyeler Birliği Kültür Zirvesi (UCLG) kentimize ve ülkemize önemli kazanımlar sağlamış, uluslararası alanda da son derece olumlu etkiler yaratmıştır.
3 gün süren etkinliğin gala gecesinde ise ülkemizin kültür zenginliğini geleneksel ve çağdaş motiflerle harmanlayan bir müzik ve dans gösterisi sahnelenmiştir.
Sadece İzmir değil tüm ülke adına eşsiz bir tanıtım olanağı sunan UCLG Kültür Zirvesi hakkında tek satır yayın yapmayan bazı grupların, gala gecesindeki yaklaşık 3 saat süren sanatsal gösterilerin küçük bir bölümü üzerinden çağdışı bir anlayışla, bağnazca yorumlar üretmelerini elbette şaşırtıcı bulmuyoruz.
O nedenle açıklamamız “çıplak semazen” başlığıyla paylaşımlar yaparak toplumumuzdaki dini hassasiyetler üzerinden algı yaratmaya çalışan karanlık zihniyetlilere yönelik değildir. Onların sanata, aydınlığa ve tüm çağdaş değerlere düşman olduklarının ve sahip oldukları hastalıklı zihniyetin tedavisinin de mümkün olmadığının bilincindeyiz.
Ancak şunun da bilinmesini isteriz ki gala gecesinde sahne alan uluslararası üne sahip dans sanatçısı Ziya Azazi’nin gösterisi bir sema ayini değildir. Kültür Bakanlığı nezdinde ülkemizi defalarca yurt dışında temsil eden sanatçının eserlerinin dini değerlere saygısızlık olarak değerlendirilmesi söz konusu olamayacağı gibi kurumumuzun da böyle bir girişime asla müsaade etmeyeceği bilinmelidir.
Ziya Azazi Türkiye’yi 50’den fazla ülkede temsil etmiş bir modern dans sanatçısı ve koreograftır. “Dervish in Progress” adlı gösterisini sema olarak değil çağdaş bir dans gösterisi olarak sunduğunun özellikle altını çizmektedir. Sanatçı, Mevlevilik kültürünü başka bir platforma taşımak gibi bir iddiası olmadığını çok defalar dile getirmiştir.
2011-2014 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi’nde “Mevlana’nın Çağrısı” eserinde aynı gösteri ile yer almıştır. İstanbul, Ankara, Mersin, İzmir, Samsun Devlet Opera ve Balesi sahnelerinde dans eden sanatçı, aynı eser ile Kültür Bakanlığı görevlendirmesi yapılarak Çin’de ülkemizi temsil etmiştir."
Yine TC Kültür Bakanlığı görevlendirmesi ile Sultan’s sergisinin açılışında perküsyon sanatçısı Burhan Öcal ile Danimarka Kopenhag, Ballerup ve Helsingor şehirlerinde aynı gösteriyi sergilemiştir.
2009 yılında TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Antalya Devlet Senfoni Orkestrası haftalık olağan konserinde aynı gösteri ile yer almıştır.
2014 yılında Almanya Oldenburg Türk Festivali’nde yer almıştır.
Kültür ve sanat dünyasına en uzak kişilerin bile küçük bir araştırmayla ulaşabileceği bu bilgiler ışığında bir kez daha ifade etmeliyiz ki, bir sanat eserinin parçası niteliğindeki dans figürleri üzerinden yaratılmaya çalışılan algıların gerçek hedefi tarafımızca bilinmektedir.
Sanatı, kültürü, bilimi, demokrasiyi, özgürlüğü, kadın-erkek eşitliğini kısaca aydınlık ve güzel olan her şeyi savunmayı ısrarla sürdüreceğiz."