Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Bergama'da eski stadyum alanını da içine alacak 51 bin 569 metrekarelik alana millet bahçesi yapılması için başlattığı projeye ilişkin yargı sürecine rağmen stadyum çevresindeki dükkanların yıkımına başlandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve 14 Eylül Stadyumu çevresindeki esnaf, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onay verdiği projeye itiraz etmişti. Davanın itiraz gerekçeleri; planlarda da spor alanı olarak gösterilen stat kaldırılırken yerine eşdeğer bir alanın ayrılmaması, imar planlarındaki rekreasyon alanının tümüyle kaldırılması, kamuya ait park ve otopark alanlarının ticaret alanına dönüştürülmesi, bu değişiklerin 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili yönetmeliklere aykırı olması ve bu alanlarda mülkiyeti bulunan hak sahiplerinin kamuya güveninin sarsılması olarak sıralanmıştı. Destek vermek için Kasım 2021’de Bergamalı esnafı ziyaret eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yargı sürecine rağmen stadyum çevresindeki 103 dükkana “riskli yapı” tespiti nedeniyle yıkım kararı gönderen Bergama Belediyesi’ne yıkımları durdurma çağrısı yaptı. Başkan Tunç Soyer, adı ne olursa olsun yeşil alanların yapılmasına değil, "Millet Bahçesi" adıyla yeşil alanların ranta açılmasına, esnafın mağdur edilmesine karşı çıktıklarını vurguladı. Başkan Soyer, “Pandemi süreci yetmezmiş gibi ekonomik krize karşı ayakta kalma mücadelesi veren esnafa karşı takınılan bu tutum kabul edilemez. Yargıya olan inancını koruyarak direnen Bergama esnafı, yıkılan dükkânların yanında, kapısının önü molozlarla dolmuş, elektriği kesilmiş, soğuk havaya rağmen tüple ısınarak ve iş makinelerinin gölgesinde ekmek mücadelesi veriyor. Bunu yapmaya kimsenin hakkı yok. İnatla, baskıyla hiçbir kente değer katamazsınız. Yargı süreci devam ediyor. Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak esnafın yanındayız. Acilen bu yanlıştan dönülerek proje rant temelli düzenlemelerden uzaklaşarak revize edilmeli ve hiçbir mağduriyet yaşanmamalı. Biz millet bahçesine değil, bunun ardına sığınılarak yeşil alanların, kamu kullanım alanlarının imara açılmasına karşıyız” diye konuştu. “Park alanı ticaret alanına dönüştürülüyor” “Keşif günü gelmeden yıkım yapıldı” “Tribünler dururken dükkânlar yıkıldı” Bergama esnafı isyan etti “Sonuna kadar güvendik, şaşkın vaziyetteyiz” “Hırsızlara karşı geceleri dükkânda nöbet tutuyoruz” Gıda esnafı Ersan Ağır, “Jeneratörlerle idare etmeye çalışıyoruz. Bizim işimiz gıda işi olduğundan bu şekilde mücadele ediyoruz. Zorla mücadele ettiğimiz bu ekonomik şartlarda bir de böyle bir süreçle uğraşıyoruz. Bunlar yetmezmiş gibi şimdi de hırsızlarla mücadeleye başladık. Geceleri kaç gündür dükkânda yatıp kalkıyorum. Çükü arka taraf yıkıldığı için dolapların motorlarını çaldılar. Cumhurbaşkanına sesimizi duyuramadık. Ne yapacağımızı şaşırdık, kaldık ortada. Biz de yeniliklere açığız, karşı değiliz ama bu şekilde olmaması lazımdı” şeklinde konuştu. “Bu ülkede hukuka güvenmek istiyoruz”
Bergama’daki süreci yakından takip eden İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bergama Belediyesi Meclis Üyesi Ali Bor, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin açmış olduğu dava da millet bahçesi için değil, millet bahçesi planlarında hâlihazırda park olarak kullanılan yerin ticaret alanına dönüştürülmesiyle ilgili bir itiraz var. Fakat Bergama Belediye Başkanı ise yapmış olduğu açıklamalarda sanki Bergama Millet Bahçesi projesini İzmir Büyükşehir Belediyesi engellemeye çalışıyormuş gibi algı yaratıyor. İşin aslı öyle değildir. Ortada esnafa karşı yapılan bir zulüm var. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin itirazı millet bahçesine değil, imar kanununa aykırı olan diğer uygulamalara ilişkindir. Burada yapılmaya çalışılan siyasi algı çalışmalarını da dehşetle izlemekteyiz. AK Parti Grup Başkan Vekili de en son polemiğin içine girerek Bergama Belediyesi’nin yaşattığı bu beceriksizliği siyaseten İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin üzerine yıkmaktadır. Burada esnafın sesini dinleseler, proje revize edilebilse, basit dokunuşlarla bu süreç çözülebilirdi. Bunları söylememize rağmen büyük bir inatçılıkla, hukuk kararını bile dinlemeden çalışmaları sürdürüyorlar” ifadelerini kullandı.
Stadyum esnafından İbrahim Turan, bölgede yaşanan süreç hakkında bilgi vererek, “ Buradaki süreç aslında 2019 yerel seçimleriyle başladı. Seçim döneminde şu anki mevcut belediye başkanı, buraya bin 500 araçlık otoparkın yer aldığı bir meydan yapacaklarını söyledi. Esnaflarla bir görüşme yaptı, kendisi de esnaf çocuğu olduğunu, hiçbir esnafın mağdur edilmeyeceğini söyledi. Fakat gelinen süreçte burası meydandan millet bahçesine dönüştü. Millet bahçelerinde ticari alan yok. Sonrasında hukuki süreç başladı. Belediye başkanının bize söz vermesine rağmen dükkânların 60 gün içinde boşaltılmasına dair tebligat yapıldı. Bu süreçte 30 gün itiraz sürecimiz vardı. Bu süreçte AK Parti İl Başkanı olsun, Milletvekili Hamza Dağ olsun, ilçe başkanlıkları olsun hepsini dolaştık ama bir çözüm bulamadık. Biz de mahkeme sürecine gittik. İzmir 1’inci, 2’inci, 3’üncü, 4’üncü, 5’inci ve 6’ıncı İdare Mahkemesi’ne davalar açtık. 2’inci ve 5’inci İdare Mahkemesi’nden yürütmeyi durdurma ve kesin keşif kararı aldık. 31 Mart 2022 tarihinde keşif günü verildi. Fakat belediye keşifleri ve mahkeme sürecini beklemeden yıkımlara başladı” dedi.
Alanda atıl duran ve yıkım bekleyen yerler dururken yıkımın esnaftan başlatıldığını söyleyen Turan, “15 gün önce esnaf arkadaşlarımızın elektrikleri kesildi. Esnafın direnci kırıldı. Bu soğukta dükkânlarında tüp sobalarıyla, jeneratörlerle ısınmaya çalıştı. Yapılanın tamamen hukuksuz olduğunu düşünüyoruz. Resmen şu an zulüm yaşıyoruz. Bergama Stadı’nın tribünleri duruyor, kapalı spor salonu duruyor. Önce bunları yıkmak yerine dükkânlardan yıkıma başladılar. Bir Bergamalının Bergamalı esnafa yaptığını doğru bulmuyoruz” şeklinde konuştu.
Yanındaki dükkanı yıkılarak molozları kapısının önüne kadar gelen esnaf Timuçin Cengiz, “30 yıldan beri bu işi yapıyorum. Yaşananlar her şey ortada. Hayatımda yaşamadığım şeyi şurada yaşıyorum. Bergama Belediyesi maalesef verdiği sözleri tutmadı. Yıkımlar başladı, üzülerek izliyoruz. İşimize büyük engel oluyor. Zorla çıkarılmaya teşebbüstür bu. İnsan haklarına aykırı. Verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Bizi zorluyorlar ama biz sonuna kadar direnmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
35 yıldır esnaflık yaptığını, ilk defa elektriğinin kesildiğini ifade eden Özgür Kayısı, “Dünyada savaş oluyor, ekonomik kriz var ve burada elektriğimiz kesiliyor. Bu mekânın elektriği 35 yıldır hiçbir şekilde kesilmemişti. Bir inat uğruna bu şekilde kesiliyor. Satış yapamıyoruz. Şu dükkânın önünden en az 10 kere ambulans çağırmışımdır, yaşlılar düşmüştür, kaldırmışızdır. Buranın esnafıyla halkı bir bütündür. Biz yapılmasın demedik. Bu kadar inatla, bu zamanda, böyle bir şekilde yapılması saçmaydı. Bu proje farklı bir şekilde değerlendirilebilirdi. Bergama’ya artısı olabilirdi. Ama Bergama’ya eksisi olacak. İşsizlik krizi var, ekonomik kriz var. Hepsi bir aradayken bu işin yapılması doğru değil” dedi.
Kuruyemişçi Yüksel Simit ise, “1995 yılından beri esnafım. Biz bu şehrin çocuklarıyız, burada büyüdük. Bu kadar büyük bir alanda bize 2 bin 500 metrekarelik alanda yer ayıramadılar mı? Bergama esnafına neden bu eziyeti çektiriyorlar? Bergama esnafına bu düşmanlık nedir? Şaşkınlıkla izliyoruz. Yapsalardı dükkânları biz de ihaleye girip usulünce alsaydık. Böyle hava paraları vermek zorunda kalmazdık. Dükkânda elektrik yok günde 200 TL yakıt yakıp jeneratör çalıştırıyoruz. Şu an bir kamuoyu oluştu. Müşterilerimiz bile ‘böyle bir eziyet olabilir mi’ diyor. Bundan önce belediye bizi topladı, söz verdi. Hiçbir şekilde esnaf mağdur edilmeyecek dendi. Belediye başkanı benim müşterimdir kaç kere dükkânıma geldi. Kesinlikle bir mağduriyet düşünmeyin dedi. Sonuna kadar güvendik; şaşkın vaziyetteyiz. Dükkânları bir yandan yıkıyorlar. Dükkân bulan buldu. Borca girdi, kredi aldı. Birçoğu da malları depolara taşıdı ticari hayatı bitti. Çok zor durumda olan insanlar var. Kendi insanımız, kendi seçtiğimiz insanlar bize bunu yapmayacaklardı. Tunç başkan geldi çok iyi bir yaklaşımda bulundu. Burası dağ başı mı dedi. Ama öyle bir şey yaptılar ki arkadan dolaştılar. Allahtan suyumuz Büyükşehir’e bağlı olduğu için kesilmedi” ifadelerini kullandı.
Dükkânların çevresinde yıkımların olması ve soğutma cihazlarının motorlarının açığa çıkması nedeniyle hırsızlık olaylarının arttığını söyleyen esnaf Sevgi Çakır, “Esnaf zor durumda. Pandemiden yeni çıktık. Zaten insanların alım gücü düştü. Elektrik kesildi jeneratörle idare etmeye çalışıyoruz. Bu şartlarda ne kadar dayanabiliriz belli değil. Yargı süreci var şu an ona rağmen dükkânları boşaltan arkadaşlarımızın dükkânları yıkılıyor. Çıkarılmaya teşvik ediliyor. Elektriğimiz kesildi, bu zaten çıkın demek anlamına geliyor. Verilen sözler tutulmadığı için biz buradayız aslında” diye konuştu.
14 personeliyle mücadele veren Mehmet Çakmak ise, “Tüm esnaflar olarak yargıya başvurduk. 4 tane yürütmeyi durdurma kararımız var. Biz burada 14 kişi çalışıyoruz çok zor durumdayız. Resmen buraları gasp ettiler. 3 jeneratörle çalışıyorum. Elektriği kestikleri günden beri en az 30 – 40 bin lira zararım var. Her gün bin lira mazot yakıyoruz. Müşterilerimiz kaybolmasın diye. Biz bu ülkede hukuka güvenmek istiyoruz. İlerleyen süreçte ne olacağını bilmiyoruz açıkçası” dedi.