"SORUNLARI ÇÖZMEYE TALİBİZ"

İmamların Türkiye'nin her köşesinde İslamiyet'in güzelliklerini anlattığını söyleyen Yücel şunları kaydetti:

"Ülkemizin daha huzurlu, yaşanabilir bir yer olması için mücadele ettiniz. Ülkece zor günler geçiriyoruz. İnsanlarımız artık ekonomik olarak ayakta kalma mücadelesi veriyor. Pandemide hayatta kalmak ve halk sağlığını korumak için mücadele ettik. Şu anda Türk lirasının her geçen gün değer kaybettiği, elektrik faturalarına, akaryakıta, temel gıda maddelerine haftada birkaç kez zam yağdığı dönemdeyiz. Maaşlı, ücretli çalışan vatandaşlarımızın ezildiği ortamda hayatta kalma mücadelesi veriyorsunuz. Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı gibi 'Biz halkımızın oylarına değil, sorunlarını çözmeye talibiz' Halkımızın çözülmeyecek sorunu yoktur. İnsani ve dini değerlerin bir toplumu bir arada tutan en önemli unsurlardan olduğunu hepimiz biliyoruz. Dini söylemlerin siyasete ve öfkeye alet edilmesine de izin vermeyiz. Sözde dindar nesil yetiştirmek isteyenler gençlerimiz arasına ayrılık ve öfke sokmaktan başka bir iş yapmıyorlar. İktidarımızda tüm imkanlardan herkesin eşit faydalandığı bir Türkiye'yi birlikte kuracağız.

Emekli olan din görevlilerinin aldıkları ücretin yeterli olmadığını biliyoruz. İktidar bu konuyu gündemde tutmamızdan rahatsız. 2018 Genel seçimlerinden önce iktidarın vaadi vardı. Öğretmenlere, sağlık çalışanlarına, polislere, din görevlilerimize ve infaz zoruma memurlarımıza 3600 ek gösterge vereceklerini taahhüt ettiler. Aradan 4 sene geçti halen tık yok. Hiçbir somut atılmadı. İktidara geldiğimizde 3600 ek gösterge derhal size tahsis edilecek."

"ÖĞRENCİLER CUMAYA GİTMİYOR"

Yücel'in ardından söz alıp kürsüye çıkan emekli din görevlileri de sıkıntılarını anlattı. Herkesin konuşmaktan çekindiği bir dönem yaşandığına dikkat çeken emekli imam Zeki Öztürk, "Burada bir kişi konuştu, diğerleri ise istemedi. Çekiniyoruz. Erdemli insan hatasını, suçunu bilen insandır ve özür dilemesini de bilir. Bir baş örtüsünü düşman, bir baş örtüsünü bayrak yaptılar. İmamlar da arada kaldı. Şimdi baş örtüsü serbest. Camiler doldu mu, hırsızlık bitti mi? Öğrencilerin 5'te 1'i cumaya gitmiyor. Günümüz kadar birbirine hakaret edilen kinle davranılan bir dönem görmedim" dedi.

ÇEVRE BASKISI VURGUSU

İmam Hikmet Demir, "Bizim gibi düşünmeyen insanlara hep farklı gözle bakmışız. Biz kendimizi anlatamamışız. İslamın güzelliğini hoşgörüsünü farklı kesimlere anlatamadık. Çevre baskısından dolayı anlatamadık. Eksiklerimizi giderme adına adımlar atılmalı. Aradaki sınırların kaldırılması gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.

"EMPOZE EDİLEN FELSEFEYİ YIKMALIYIZ"

Başka bir din görevlisi "Bize empoze edilen o 'CHP'lidir, din düşmanıdır' algısını bizden sonraki nesiller adına yıkmak için çalışmalıyız. Bir siyasi partili olarak konuşmuyorum. 'Bizden olmayan bizden değildir' felsefesini biz emekliler yıkmalıyız" dedi.

Bir başka din görevlisi Mustafa Sever ise "Biz imamların partisi olmamalı. Görev yaptığımız yerde herkesi kucaklıyoruz. Herkesin gönüllerine dokunmamız lazım. Bir çürük elma 99'unu çürütüyor ama 99'u 1 çürük elmayı iyileştiremiyor. Biz yapıcı olacağız" yorumunu yaptı.