Yıldıztepe’de yer alan Kubilay Anıtı’ndaki törende konuşan Özel'in açıklamaları şu şekilde; “HEPİMİZE ÖRNEK OLMALIDIR” ''O 4 TEĞMEN ATATÜRK’ÜN, KUBİLAY’IN VE BENİM TEĞMENLERİMDİR” ''PROTOKOL YAPTIKLARI KIZ ÇOCUKLARININ CAYIR CAYIR YANMASINA MÜSAADE EDENLER'' "TARİKATLARIN DEVLETİ ELE GEÇİRMESİNE DUR DİYORUZ" ''UMUT HEPİMİZDEDİR''
Görev yaptığım sürece böyle anlamlı günlerde yıl dönümlerinde ya da büyük acıların, büyük travmaların anma törelerinde var olmaya devam edeceğim. Madımak ’ta, Sivas’ta CHP Genel Başkanı olarak orada olacağım. Madımak bir utanç müzesi olana kadar Türkiye Cumhuriyeti de onlardan özür dileyene kadar o yüreğimde ateş yanacak. Dün gece de yüreğimiz yandı ve 6 evladımız bu vatan için şehit oldular. Onlara bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz. Şimdi de 93 yıl önce Kubilay’ın şehit olduğu yerdeyiz ve onu koruyan iki vatan evladımız burada katledildi. Gericiler devrimlere, Cumhuriyete, Atatürk’e başkaldırdı ama elindeki eksik teçhizata, elindeki mühimmatın amaca uygun olmamasına rağmen Kubilay Cumhuriyeti savundu. Biliyordu ki başını eğseydi bu ülkenin bağımsızlığı için elinden geleni yapmış olmayacaktı. Bazen devrimciler, Atatürkçüler böyle işte boyun eğmek, baş eğmek yerine boyun verirler, boyun veriler. Hepimize Kubilay’ın Atatürk’e bağlılığı örnek olmalıdır.
10 Kasım töreninde Atatürk’ün fotoğrafını asmak istemeyen askerlere, karşı çıkan 4 teğmen Atatürk’ün Kubilay’ın ve benim teğmenlerimdir. 10 Kasım’da Atatürk’ün resmini yakaya asmamayı hararetlendiren bir Milli Savunma Bakanı, iğneleri yokmuş diyor; hangi koltukta oturduğunu, geçmişte hangi görevlerini yaptığını ve ordunun görevini unutmasın. O ordu vatanın teminatıdır, sivil siyasetin, demokrasinin teminatıdır. Yakasında Atatürk resmi takmayanlara haddini bildirenleri, görevlerini hatırlatanları o resmi asmayan ile aynı kefeye koymak, disipline vermek, onlara cuntacı demek hadsizliktir. Herkes haddini bilecek. Atatürk’ün ordusunda Türk Silahlı Kuvvetlerinde asla ve asla Atatürk’e saygısızlık, hatırasına saygısızlık mazur görülemez. Buna gösterilen her tepki Atatürk e vatana bağlılıktır, mazur görülen her tepki de vatana ihanettir.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin çıkıp karşımıza bir takım cemaat ve tarikatları STK olarak nitelendirerek onları savunmuş ve onlarla yapılan protokolleri savunmuştur. O protokol yaptıkları; gencecik kız çocuklarının cayır cayır yanmasına müsaade edenlerdir, Ensar Vakfı’nın yurtlarında tacize, tecavüze uğrattıkları o çocukları koruyamayanlardır. Barınma sorunundan dolayı aileleri ve çocukları istismar ederek çocukların beyinlerini yıkayalar, bu vatana değil de onları Atatürk ve cumhuriyet düşmeni yapmaya çalışanlardır. Bu milletin çalışkan, namuslu ve yoksul ailelerin çocuklarını alıp da sadece size ideolojik bir zemin yaratmak. Onları istismar etmenize izin vermeyeceğiz.
Gençlik Kolları Başkanımız "Onlar ne kadar çok olurlarsa o kadar olacağız" dedi, öyle düşünme başkanım, bu ülkenin geçmişte hangi siyasi partiye oy vermiş olursa olsun, 82 milyon evladının içinde gerekirse Atatürk için canını vermek isteyenler bu şımarmışlardan binlerce çoktur. Ellerinde bulundurdukları yetkilerle şımartılanlar, baskı yapanlar, hoca efendiyle aynı menzile farklı yollardan yürüyenlerin ne olduğu darbe girişimiyle ortaya çıktı. Bizler yapmayın derken, birlikte Anayasayı değiştirenler 15 Temmuz'da halkın üstüne sürülen araçlara benzin doldurdular. Cemaatlere bugün yeniden alan açanlara söylüyorum; her sırtını sıvazladığınız tarikat MEB'de yapılanarak, Adalet sisteminde ve silahlı kuvvetler içinde yapılanarak Cumhuriyete olan kinni kusacak, namluyu bu millete çevirecektir. Biz Atatürkçüler, Menemen'in güzel insanları, İzmir'in Cumhuriyetçileri onlar namluyu millete çevirdiklerinde bu milleti ve bayrağı koruyacağız. Tarikatların devleti ele geçirmesine dur diyoruz.
Geçmişte Menemen'de çok coşkulu törenler olurdu sonra giriş sayısını sınırlandıralar. CHP'den 10 kişi girebilir dediler. Ben bugün CHP'lilerin ne yapacağından emindim, ne sabah törende 10 kişiydik, ne şimdi yalnızız. Menemenliler, İzmirliler, Atatürkçüler, Cumhuriyetçiler varsa umut var. Umut hepimizdedir. Çağrılmasanız da size ihtiyaç olan her yerde, gücümüzü göstermemiz gereken her yerde hep birlikte mücadele etmeye var mıyız! Biz kazanacağız.''