Mustafa AKBAŞ/SONKALEİZMİR- Geçen 25 Ocak’ta yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi kapsamında Çeşme Alaçatı ile Urla Zeytineli’ndeki toplam 511 parsel acele kamulaştırıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca turizm yatırımlarına tahsis edilmesi amacıyla yapılan bu kamulaştırmalar kamuoyunda büyük tepki çekti. Geçen nisan ayında ise Cumhurbaşkanlığı’nca iki yeni karar alınarak, acele kamulaştırmaların bir kısmı iptal edildi. Urla Zeytineli’ndeki 333 parselden 293’ü üzerindeki acele kamulaştırma kararı kaldırılırken, 40 parselle ilgili durum devam etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasını taşıyan diğer kararla ise Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’nin sınırları genişletildi. İki kararname ile birlikte, yeni turizm alanına ilişkin projelerin Urla’dan Çeşme- Alaçatı’ya kaydırıldığı anlaşıldı.
(Fotoğrafta genişletilen turizm bölgesinin haritası)
TAMAMI İPTAL EDİLDİ
Ancak, bugün yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile Alaçatı’daki ve Zeytineli’nde kalan parseller de dahil olmak üzere, tüm araziler üzerindeki acele kamulaştırma kaldırıldı. Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı’nın 2523 sayılı kararı uyarınca, “Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi kapsamındaki bazı taşınmazın Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılması hakkındaki 24/1 2020 tarihli ve 2054 sayılı Cumhurbaşkanı kararının yürürlükten kaldırılmasına, 2942 sayılı kamulaştırma kanununun 27’nci maddesi gereğince karar verilmiştir” denildi.
ÇOK DA SEVİNMEMEK GEREKİYOR!
Süreci yakından takip eden çevreci avukat Şehrazat Mercan ise “Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” kararının devam etmesi halinde bu kamulaştırma iptal kararlarının bir anlamı olmayacağını savundu. Geçen yıl ilan edilen ve bu yıl iyice genişletilen Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’nin Çeşme’nin üçtü ikisine denk geldiğini aktaran Mercan, “Yapılaşmanın önüne geçilmesi için öncelikle bu alana ilişkin kararın iptal edilmesi lazım. Aksi halde, kamulaştırmalar iptal bile edilmiş olsa, sonuçta tüm o bölgenin üst kullanım hakkı Cumhurbaşkanlığı’na devredilmiş durumda. Yani, ilerleyen günlerde burada bir turizm planlaması yapılabilir. O araziler üzerinde istenilen tüm projeler gerçekleştirilebilir. Sonra da arazi sahiplerine bu projelerden minik paylar verilebilir. Arazi sahipleri de minik hisselerini mecburen satmak zorunda kalır. Yani yine oralar, yine bir anlamda arazi sahiplerinden alınmış olur. Sonuç itibariyle, ya arazi sahiplerini takasa zorlayacaklar ya da bu şekilde planlama yapıp yola devam edecekler” diye konuştu.