650 yıllık cami depreme direndi ama...

9 Kasım 2020 Pazartesi   13:52

Eski Çeşme’deki 650 yıllık Cami depreme dayandı. 30 Ekim’de Çeşme de depremin etkisiyle beşik gibi sallandık. İlk aklımıza gelen, bu denli şiddetli bir sarsıntı da umarız hiç kimse zarar görmemiştir oldu. Ama ne yazık ki İzmir merkezde şimdiye kadar 115 canı kaybettik.

Deprem kuşağı bir bölgede yaşıyoruz, deprem bize her zaman gelmeye hazır ama biz ne yazık ki depreme hazırlanmayı bir türlü öğrenemedik. 1998’de 17.000’e yakın canı kaybettik, binlerce bina yıkıldı, ortaya çıktı ki, Yaptığımız tüm binalar depreme dayanıksız, demiri çalınmış çimentosu çalınmış, yanlış zemine kurulmuş. Bunları yapan mütahitlerden sadece bir tanesini birkaç sene hapse attık, arkasından unuttuk gittik, deprem vergisi topladık başka işlere kullandık, depremi hiç ciddiye almadık. İzmir’de de durum farklı değil, bilhassa 1965 ve 1985 arası İnşa edilen binalar tamamen sakat, son depreme dayanmaları bile bir mucize.

Depremin ertesi günü en çok merak ettiğim 1390’larda Çeşme’de inşa edilen ve Ege’nin en batısında ilk cami olduğu söylenen, harap durumda ki İsmail Obası Camii’nin ayakta kalıp kalmadığı idi.

Arabaya atlayıp caminin bulunduğu “Eski-Çesme / İsmail Obası” mevkiine kontrole gittik. Yıllardır restore olmayı bekleyen tamamen harap durumdaki camii Allahtan bu şiddetli depreme dayanmıştı.  Ama daha yakından bakınca asırlarca ayakta kalmış eserin “bu benim son nefesim, bir sonraki depremde beni göremeyeceksiniz” dediğini duyar gibi oldum. Camiyi ayakta tutan 4 sütundan bir tanesi depremin etkisi ile tamamen kaymış, yerinden 1 metre sola altı tamamen boş bir hale gelmiş. Tamamen tahrip olan sütun bu kışı zor çıkarır, yıkılması ile caminin tamamen çökmesi, bir taş yığını haline gelmesi an meselesi. Caminin biraz ilerisinde ki türbe ise ciddi zarar almış. Kubbenin bir kısmı daha aşağıya inmiş.

Eski Çeşme ya da İsmail Obası, İsmail Camii-Hamamı diye anılan bölge Çeşme ilçesinin 900 yıl önce, MS 1081’de kurulduğu mekan olarak bilinir. Ortaçağda Bizans İmparatorluğuna bağlı olan Çeşme yöresi ilk olarak ÇAKA BEY zamanında Türklerin  eline geçmiş, Çaka bey Eski Çeşme Köyü’nü kurdurmuş, tepeler arasında olan bir camii ve evler yaparak Oğuz Boyundan gelen Türkleri buraya yerleştirmiş.

Sözde Anıtlar Kurulu-Kültür Turizm Bakanlığı-Vakıflar ile ilgili resmi makamların koruma listesinde olan bu birinci dereceden SİT bölgesine, biz nasıl olmuşsa devasa rüzgar enerji tesisleri kurmuşuz, ağır iş makinaları ile eski eserleri yapay depreme uğratmışız.

2018’de İstanbul’dan Çeşme’ye davet ettiğimiz Nezih Başdelen ve diğer arkeolog ve tarihçiler binayı incelediler, müze ve turizm bakanlığı yetkilileri ile irtibata geçildi. Biz sanatseverler ve işadamları “bina hiç olmaz ise tamamen yıkılmasın, geçici dayanak destek önlemleri alın, masrafını biz verelim” diye teklifler yaptık, ama sesimizi duyan olmadı.

Tarihçi arkeolog Nezih Başdelen dostumuzun uyarısını dikkate almak lazım:
“İzmir Birinci Bölge Koruma Kurulu'nun onayladığı Konservasyon Projesi askıya alınan alanda acil arkeolojik çalışma yapılmazsa, Eski Çeşme köyünün kalıntılarından söz etmek mümkün olamayacağı gibi 14 ve 15. asırlara ait bölgenin en eski Türk yerleşimi de yok edilecek. İzmir'de Türk varlığının en eski izlerinin bulunduğu alandaki Türk Mimarisine ait son izler de "konservasyona ihtiyaç yok" denilerek tarihe gömülüyor....”

Çeşme belediyesinin Turizm ve Kültür Bakanlığı ile bir restorasyon projesi çalışması içinde olduğunu biliyoruz. Ancak acele edilmez ise bir sonraki en hafif depremde bu bina yıkılacak ve ortada restore edilecek camii-hamam-türbe filan kalmayacak.

Biz yine sanatsever ve işadamları olarak tekrarlıyoruz, “Yıkıma karşı acil koruma tedbiri alın, parasını biz verelim, veya izin verin biz yaptıralım..”

Ahmet Güler



Sayfa Adresi: http://www.sonkaleizmir.com/haber/650-yillik-cami-depreme-direndi-ama-/86526