Ali Babacan İzmir'den yüklendi: PİSLİKLER ORTAYA SAÇILIYOR!

SONKALEİZMİR-Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin İzmir il teşkilatının Konak Çankaya semtindeki hizmet binasının açılışına katıldı. Babacan, açılış öncesi hizmet binasında Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sanem Oktar ve Teşkilat Başkanı Sadullah Ergin'in yanı sıra İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen ile birlikte basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Babacan daha sonra hizmet binasının açılış kurdelesini kesti, hükümeti eleştirdi.

"BAŞARILI OLAMAYACAKLARINI BİLİYORLAR"

DEVA Partisi olarak 14 aylık kısa bir sürede 81 ilin tamamında il başkanlarını görevlendirdiklerini, Türkiye'deki 973 ilçenin 600'ünde de ilçe başkanlarını belirlediklerini belirten Ali Babacan şunları söyledi:

"DEVA, kurulduktan sonra seçimlere girmeye hak kazanma süresinin en kısa olduğu siyasi parti oldu. Seçime girme hakkını rekor bir sürede tamamladık. Üye ve gönüllü olmak isteyen arkadaşlarımızla yola çıkmamız bunda etken oldu. DEVA Partisi'nin teşkilatı tanıdığın akrabası, akrabanın arkadaşı gibi ilişkilerle kurulmadı. Türkiye büyük sıkıntılar yaşıyor. Eski sorunlar büyüyor ve bunlara yenileri ekleniyor. Biz bunun böyle olacağını gördük. Ülkede iktidar değişikliğine ihtiyaç var. Bu ihtiyaç giderek artıyor. Mevcut iktidarın sorunları çözeceğine dair beklenti kalmadı. Herhangi bir seçim olsa Cumhur İttifakı, zayıfladıklarını ve başarılı olamayacağını görüyor. Kaybedeceklerini düşündükleri bir seçime göz göre gitmezler. İhtiyaç olsa da şu andaki hükümetin seçime gitmesi için bazı şartların oluşması lazım. Mesela ittifak ortaklığının bozulması gibi."

"PİSLİKLER ORTAYA SAÇILIYOR"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddiaları sonrası oluşan gündeme dair açıklamalarını değerlendiren Babacan şöyle konuştu:

"Yurt dışındaki bir suç örgütünün başındaki insanın yaptığı açıklamalar. Hepsi teyide muhtaçtır tabi. Sayın Cumhurbaşkanı'nın uzun bir sessizlikten sonra tercihi mevcut düzenin devam etmesinden yana oldu. Ya yakın arkadaşlarına kendi bakanlarına karşı tutum alıp ortağını kaybedecekti. Ya da kurulu kötü düzenin devamından yana tercihte bulunacaktı. O kötü düzenin devamını seçti. Bu bizim için sürpriz değil. Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları ibretlik. "Bu kadar iddia var, savcılar uyuyor mu?" demedi. Karşılıklı iddialar var. Yargı korkuyor ve baskı altında. "Acaba bir adım atarsam işin ucu başka yere gider, sürülür müyüm, ihraç mı edilirim" diye düşünüyor yargı mensupları. Tüm bunlar ülke adına utanç kaynağı. Halkın iradesiyle ve desteğiyle yönetmeyi zor görenler, çeteyle, mafyayla, suç örgütleriyle ülkeyi idare etmeye çalışıyorlar. Ülkeyi parsel parsel suç örgütleri arasında paylaştırıyorlar. Bir aydır ortaya saçılan pislikle adeta her yerden irin fıştırıyor."

"İTTİFAK KONUŞMAK İÇİN ERKEN"

Cumhurbaşkanlığı seçimi ve ittifaklar konusuna da değinen Babacan, "Şu anki önceliğimiz parti olarak özgün kimliğimizi ortaya koymak. Vatandaşların bizi iyi anlamasını sağlamak. İttifak konusuna karşı değiliz. Peşinen de şu ittifakın içinde yer alırız, demiyoruz. Günü geldiğinde bu kararlar verilecektir. Diğer partilerle ittifak konusunu görüşmedik. Herkes biliyor ki bunları konuşmak için erken. Cumhurbaşkanlığı için ortak aday olur mu bunu da konuşmak için erken. Siyasi partilerin genel başkanı var. Normalde beklenen her genel başkanın aday olmasıdır" dedi.

"MERKEZ BANKASI'NIN 130 MİLYAR DOLARLIK REZERVİ ÇARÇUR EDİLDİ"

Türkiye'nin ekonomisinin giderek kötüleştiğini söyleyen Babacan şunları kaydetti:

"Merkez Bankası'nın 130 milyar dolarlık döviz rezervi çarçur edildi. Organize suç örgütleri, mafya ve çete gündemi var. Esnafa destek paketi açıkladılar. 3-5 bin lira, o da alabilene. Ülkenin gerçeklerini, çiftçinin, esnafın sorunlarını bilmiyorlar. Yüz araçlı konvoylar, 8 uçaklı yurt dışı seyahatleri onları milletten kopardı. Cumhurbaşkanı, bir muhalefet partisinin genel başkanına yapılan siyasi şiddeti bile destekliyor ve fazlasını teşvik ediyor. Akıl alır gibi değil. Devletin varlık sebebinin en önemlisi güvenilği sağlamaktır. Devletin başındaki kişinin görevi de budur. "Başına gelen iyi oldu" diyor. Böylesine artık gözleri körleşmiş. Ülkenin gerçeklerinden kopmuş, iktidarı kaybetme korkusu iliklerine kadar işlemiş. Cumhurbaşkanlığı görevini bırakarak, rakiplerimi nasıl yıldırırım derdine düşmüş. İktidarın gitme zamanı hızla yaklaşıyor."