Başkan Tugay'dan flaş açıklamalar... İzmir tarihinin en önemli günlerinden olacak

SONKALEİZMİR-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Halk TV'de Gözde Şeker'in yayınına konuk oldu. Gündeme dair önemli açıklamalar yapan Başkan Tugay, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına tepki göstererek, “Halen ne ile suçlandıkları, hangi delillerin olduğu belli değil. Halen insanlar kimin ne suçu var tam olarak anlayamadı” dedi.

İzmir Körfezi'nin kirliliği ile ilgili dikkat çeken mesajlar veren Tugay, CHP'nin 19 Mayıs'ta yapacağı İzmir mitingine tüm vatandaşları davet etti. Tugay, “İzmir tarihinin en önemli günlerinden birisi olacak” diye konuştu.

TUTUKLAMALARA TEPKİ: KİMİN NE SUÇU VAR BELLİ DEĞİL

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve belediye başkanlarının tutuklanmasına tepki gösteren Cemil Tugay, yerel seçim sürecinde yaşananları anımsatarak şöyle konuştu:

“Kenetlenmiştik, dayanışma içerisinde hazırlanmıştık. Seçim sonucu tamhin edilenden de iyi oldu. CHP'nin birinci parti olmasından sonra bizlerin de çalışmayı çok istemesi ile partimizi ilk seçimde iktidar yapalım kararındaydık. Zaman içerisinde bizi rahat bırakmayacaklarını anladık. Bulabildikleri her yolla CHP'li belediyelerin çalışmasına engel olacaklar. Birbirinden değerli belediye başkanları ve genel merkezimiz izin verilse iktidara götürecekti partiyi. Türkiye'nin yeni bir iktidarla buluşmasını sağlayacaktı. Lokomotif liderlerden biri Ekrem İmamoğlu'ydu. Herkesin ailesinin bir parçası gibi algılanmış, toplumun inandığı umut beslediği biri olmuştu. Onunla görev yapan diğer belediye başkanlarımızı özel yerlere koymamız lazım. Her biri o takımın bir parçası olarak bir mücadelerin içerisindeydi. Herkes eğer bir suç işlemişse hukukun gereği yapılmalı. Soruşturma olmalı, deliller suçlu olduklarını gösteriyorsa tamam. Halen ne ile suçlandıkları, hangi delillerin olduğu belli değil. Halen insanların kimin ne suçu var tam olarak anlayamadı. Şişli Belediye Başkanı'na siz kent ittifakı yaptınız DEM Parti'yle, hatalısınız diyerek cezaevine koydular. Bugünlerde kimlerin kimlerle görüştüğüne baktığınızda bu nasıl bir suçlamadır? Suç olarak atfedilecek bir şey yok. Tanıkların ifadelerine dayalı olarak bazı suçlamaların isnat ediliyor olması yargılamaların siyasi olduğunu gösteriyor. Bunun bir baskı yöntemi olduıunu gösteriyor. Bu ortamda ekonomik baskılara da maruz kalarak insanlarımıza hizmet etmeye, hizmet üretmeye çalışmaya devam ediyoruz.”

“KENDİME DAİR ÖZEL BİR ENDİŞEM YOK, ÜLKEMİZ ADINA ENDİŞELİYİM”

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve kendisine yönelik bir operasyon yapılacağına dair endişesi olup olmadığı sorulan Tugay, “Kendime dair özel bir endişem yok. Endişesiz olmamız da akla yakın değil. Bize ait olmayan suçlamalar nedeniyle benzer şeyleri yaşamamız mümkün. Özenli, dikkatli olmaya, benim kontrolüm dışında da hata yapılmaması için çaba gösteriyorum. Hukukun kurullarının işlemediği bir ortam olduğu için herkesin başına bir şey gelebilir. Bireysel bir kuruluş kimse düşünmesin. Bireysel olarak endişem yok ama ülkemiz adına endişeliyim” diye konuştu.

“BÜTÜN KURUMLARIN BORÇLARI AÇIKLANSIN”

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin İller Bankası gelirinden SGK borcuna karşılık yapılan kesintileri anlatan Başkan Cemil Tugay şunları kaydetti:

“Oldukça yüksek miktarlarda kesintilere maruz kaldık. Üst üste 4 ayl bütçemizin yüzde 45'ini bulacak kesintiler oldu. 4 ayda 6 milyar liralık kesintiye maruz kaldık. Belediye de olsa kamuya olan borçlar. Bunları Türkiye'de herkesin olduğu gibi belediyelerin de ödeme zorunluluğu var. Bu borçların oluş zamanı bizden önceki dönemde ama orada da pandemi yaşadı ülkemiz. Ardından ekonomik kriz yaşadı, deprem yaşadı. Bunların ekonomik olumsuzlukları belediyeleri de etkiledi. O ortamda oluşmuş borçlar bunlar. Yüksek enflasyon rakamlarından dolayı personel ücretleri ile vergi ve SGK borçları da arttı. Vergi borçları personele yaptıkları ödemelerden kaynaklanan vergi borçlarıdır. Tamamı personel ödemesinden kaynaklanan şeyler. SGK borcu da aynı şekilde. Bunların yüksek olmasının sebebi yüksek enfasyondan dolayı personel ücretleri de arttı. Hükümet çok yüksek faizle tahsil ediyor, yüzde 48 ile. Faizin faizi hatta onun da faizi eklenmiş paralar. Bir kısmını yapılandırdık, görüşmelerimiz devam ediyor. Bir kısmını daha yapılandırmak istiyoruz. Şöyle bir şeyden rahatsısız. Kanunda kimin SGK ve vergi borcu varsa bunları açıklamak zorunda hükümet. 2016'dan bu yana açıklamıyorlar listeyi. Belediyelerin borçlarını açıklarken CHP'li belediyelerinin adlarını telaffuz ediyorlar. CHP'li belediyelerin borçları yüzde 5. Diğer yüzde 95'i de açıklar mısınız? Kimden ne kadar borç tahsil ediliyor, bilmiyoruz. Amaç vergi borcunu toplamaksa bütün borçluların adlarını açıklayın. Biz de ödeyelim. Bu iş sadece iktidardan yana olmayan belediyelerin siyasi olarak zarar görmesini sağlamak için yapılmamışsa, ekonomik amborgo olarak uygulanmıyorsa sadece tahsilat amacındaysa bütün kurumların borçlarının açıklanması lazım. Niye açıklamıyorlar? Senelerdir bu bilgi gizli tutuluyor. “

“İZMİR TARİHİNİN EN ÖNEMLİ GÜNLERİNDEN BİRİ OLACAK”

CHP'nin 19 Mayıs'ta yapılacak İzmir Mitingi ile ilgili konuşan Başkan Tugay şunları söyledi:

“İzmir'in kendi duygusunu gösterdiği bir miting olacak. Yakın illerden gelecek olanlar da var. Bizim için 19 Mayıs bir bayram, bir coşku. Atatürkümüzün Samsun'a ayak basışı ile beraber milletin onurunu kurtarışının bayramı. Gençliğe armağan edilmesi ayrı bir anlam taşıyor. Genel başkanımız o gün yapılmasını istedi. Aynı gün yapılacak mitingde bir şeye sahip çıkacağımızı ifade etmek için bir araya gelecek. İzmir halkı cumhuriyete ne kadar aşık, demokrasiyi ne kadar istiyor. Adaleti ne kadar istiyor. Yanlışa nasıl dur demek için bir araya geliyor. Atatürk'ün izinde ne kadar yürüyor? Haksızlığa uğramış her insanın yanında yer alma ile ilgili o vicdana ne kadar sahip; onu gösterdiği gün olacak. İzmir tarihinin en önemli günlerinden birisi olacak. İzmir'in o gün orada olması gerekiyor. Ben İzmirliyim, İzmirliler ne demek istediğimi anlar. Her türlü düşünceden ari, izinde olduğumuz değerlerin yanında olduğumuzu göstermek için, her türlü haksızlığa zamanı geldiğinde hayır diyecek insanların şehri olduğunu göstermemiz için İzmir'in her yaştan insanı ile orada olması gerekiyor. İzmir orada olmak zorunda.”

19 MAYIS'TA DUMAN KONSERİ VAR

Miting hazırlıkları ile ilgili bilgi veren Başkan Tugay, “Kordon'un tamamını görecek bir sahne organizasyonu yapılıyor. Her yerden ses çok iyi duyulacak. Çok iyi görsel hali olacak. Hiçbir yerle ya da hiçkimse ile yarışmak için değil gerçekten İzmir olduğumuzu hep beraber hissetmek, yürek birlikteliğini yaşamak için orada olacağız. Mesajımız doğrudan nereye olacak herkes orada görecek. İzmir en onurlu, dik duran cumhuriyet değerlerine sahip çıkan şehirlerden biri olmuştur. İzmir örnek gösterilir. Siyaset için falan değil, sadece parti ile de bağlantılı değil. 'Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, demokrasiye inanıyorum, doğruya inanıyorum' diyen herkesin orada olacağına inanıyorum. Gençlerin bayramını kutlamak için de konser organizasyonu yapmamız lazım dedi genel başkanımız. Onu da mitingden sonra yapalım dedi. Konser için benim ilk aklıma gelen Duman grubuydu. Ben kendilerini aramadan onlar bizi aradılar. O mitingde biz olmalıyız dediler. Bence de onlar olmalıydı. Olacaklar. Gençler çok seviyor Duman'ı. Kufi şarkısını meydanlarda içten söylediklerini gördüm. O şarkı başka bir şey oldu. O meydanda güzel ber sahne ile olacak” diye konuştu.

“KÖRFEZ'DEKİ PROBLEMLERLE BAŞA ÇIKMAYA KARARLIYIZ”

İzmir Körfezi ile ilgili eleştirilere yanıt veren ve çalışmaları anlatan Cemil Tugay şöyle konuştu:

“Çok büyük ihtimalle kokmayacak. Körfez geçen yıl biyolojik olaydan dolayı koku problemi yaşadı. Körfez içerisinde alg denen organizmalar patlar şekilde çoğaldı ve sudaki oksijeni tüketmesinden dolayı ölen balıkların getirdiği bir koku oldu. Bir lağım kokusu değil bu. Dünyanın pek çok yerinde alg patlaması olmuştu. Deniz suları ısınınca biyolojik olaylar olabiliyor. Kirlilik var tabi ki. Yaşadığımız koku problemi kirlilikten değil, biyolojik hadiseden olmuştu. Bu sene o olmaz diye garanti edemiyoruz. Geçen seneye göre daha temiz bir körfezimiz var. Ölçüm yapan arkadaşlarımız değerlerin daha iyi çıktığını söylüyor. Körfez daha temiz. Tamamen temizlendi mi hayır. Geçmişten kalan kirlilik devam ediyor mu? Evet ediyor. Temizlemek için çok iş yaptık. İzmir Körfezi tarihinde yapılmamış kadar çok dip taraması yapıyoruz. Çamur temizlendi, denizin sirküle olması için de çaba gösteriyoruz. Kirlilik kaynaklarına müdahele ettik. Çiğli'deki arıtma tesisi ile ilgili çok suçlama oluyordu. 4. Faz'ı çok kısa sürede tamamladık, şu an çalışıyor. Arıtmayı suçlayacak bir şey de kalmadı. Derelerden gelen kirlilik, limana gelen yük gemilerinden kaynaklanan, tersaneden kaynaklanan kirlilik devam ediyor. Sanayi tesislerinden ve Gediz Nehri'den gelen kirlilik var. Bizim kontrol edemediğimiz bölümde kirlenme devam ediyor.

Mevzuat gereki bizim kontrolümüzde değiller. Biz onlara bakamıyoruz. Yetki istedik onu da vermedi bakanlık. Kirlilikle ilgili bizim kontrolümüzde olmayan bir sürü problem devam ediyor. Körfez alanı Çevre,Şehircilik Bakanlığı'nın yetkisinde bir alan. İzmir Büyükşehir'in yetkisinde gibi konuşuluyor ama herkes biliyor bizde olmadığını. Siyaset güdüldü. 'Körfez'i siz kirlettiniz siz temizleyin' dendi. 'Biz sorumlu değiliz” denmedi. Kirliliğin oluşması 80-100 yıllık bir durum. Herkesi suçluyorlar. Türkiye'de suçlanmayacak kimse kalmaz böyle bakarsak. Biz Körfez'in temizliği için çalışmaya hazırız dedim. Özellikle bakanlıklar, Ulaştırma, Tarım ve Çevre bakanlığının yapmaları gereken işler var. Bunlar katkıda bulunursa daha hızlı temizlenir. İzmir Körfezi ve İzmir sadece İzmirliler'in değeri değil. Türkiye'nin değeri. Pek çok tarihi anlamdaki değerin, turizm potansiyelinin, sanayinin çok önemli bir şehri. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bu mücadelede yalnız bırakılmaması lazım. Problem ağır bir çevre sorunu. Siz de yardımcı olun' dedim. Dip taraması için destek istedim. Bizim yetkimizde olmayan Gediz Nehri'nin kirliliğinin düzelmesi, sanayi kirliliğinin giderilmesi için bakanlığın görev almasını istedim. Reddettiler. Biz kendi başımızın çaresine bakıyoruz. İzmirliler ne kadar büyük fedakarlıklarla bunun yapıldığının farkındadır. İzmir'e sahip çıkma duygusuyla bunları yapıyoruz. İzmir'i sevdiğimiz için. Canımız ciğerimiz olan şehrimizin çamur atılmayan, karalanmayan bir şehir olması. Biz onurlu insanlarız. Bütün problemlerle başa çıkmaya kararlıyız.”

DEPREM KONUSU SİYASET ÜSTÜ

“İzmir depreme hazır mı?” sorusuna yanıt veren Tugay sözlerini şöyle sürdürdü:

“İzmir pek çok sorunla uğraşıyor. Bunlar herhangi bir metropolden farklı değil. Trafik sorunu öyle. Kentleşmenin plansızlığı nedeniyle altyapı ve üstyapı sorunları var. İzmir'in fazlaca fay hattı çevresinde olması nedeniyle deprem riski var. İstanbul'da da öyle. İzmir yakın zamanda yıkıcı bir deprem yaşadı. Ben Karşıyaka belediye başkanıyken Büyükşehir Belediyemiz çalıştı. Biz de devam ediyoruz. Bazı bölgelerde zemin riskli. Oralarda özel tekniklerle ve sınırlı kat yapılması lazım. Eski tarihli bazı binalar dayanıksız durumda. Bozuk zeminleri ve riskli binaları saptamamız ve çözüm üretmemiz lazım. Bu çalışmayı yapıyoruz. Zemin için mikro bölgeleme çalışması yapılıyor. Binalar için de tarama çalışması yapılıyor. İki ilçede 4100 binayı ön değerlendirmede riskli saptadı arkadaşlarımız. Güçlendirilmesi ya da yeniden yapılması gerekiyor. Biz bu süreci başlattık. Ülkenin öylesine sorunlu durumu var ki. Müteahhitler dünya kadar para istiyor. Binaları yenilerken çaresiz kalıyorlar. Gidecek yerleri olmadığı için o evlerde yaşamaya devam ediyorlar. Biz bu riski kaldırmak için yola çıktık ama bu tür çalışmalarda fonlar yaratılır. Kaynaklar bulunur. İzmir Büyükehir'e hükümetin ya da başka bir kurumun sağladığı kaynak yok. Bakanlığın Dünya Bankası'ndan kredi bulduğunu ve burada kullanabileceğini biliyoruz. Ona başvurduk. Resmi yazı ile başvurduk, bazı bilgiler istediler gönderdik. Görüşmeleri kesmiş olan kişiler umarım yeniden süreci başlatır biz de gerekli adımları atarız. Riskin hayatı tehdit etmeyecek şekilde azaltılması için biz çalışıyoruz ama bakanlığın destek olması lazım. Herhangi bir insanın hayatının zarar görmesi durumunda sen hangi partiliydin diye soran mı var? Herkes insan. Vicdanı olan herkes böyle konuların siyaset üstü olduğunu bilir.”

TOKİ VE BAKANLIĞA SOSYAL KONUT ÇAĞRISI

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Menemen'de hayata geçirdiği konut projesiyle ilgili konuşan Tugay, “Aylık ödemelerin makul olduğu bir şekilde insanları ev sahibi yapmak hedefimiz. Konut problemi ağır. Herkes bunu yaşıyor. Barınma krizi var. Eviniz olmayınca kiralamak istiyorsunuz. Kira da inanılmaz yüksek. Çok sayıda insan sağlıksız koşullarda yaşıyor. Gelişmiş ülkelerde barınma temel hak olarak görülür. Devletlerin fonları vardır, yerel yönetimlere de kaynak aktarırlar. Sosyal konutlar yapılır. Kimi zaman satar, kimi zaman da uygun fiyatla kiralar. 25 bin sosyal konut hedefimi koruyorum. Menemen'de makul ödemelerle olsun istedim. Aylık ödemelerle ev sahibi yapmayı hedefledik. 3100 konut için 60 binden fazla başvuru oldu. Puanlama ile belirlendi. Kimler olduğunu bilmiyorum. Daha çok ihütiyacı olduğunu düşündüğümüz insanlara ev vermeyi amaçladık. Evli olması, evinin olmaması gibi kriterler var. Kimsenin yatırım amacı olarak kullanmasın diye duyurduk. 15, 20, 30 bin lira gibi rakamlarla ev sahibi olabilsinler. Yıllık artışlar da asgari ücretle bağlantılı olacak. Hatta asgari ücrette yüzde 30'u aşarsa biz aşmayacağız. Bakanlığı ve TOKİ'yi bu çalışmaya da destek olmaya davet ediyorum” dedi.

UZUNDERE MESAJI: KİMSEYİ MAĞDUR ETMEYECEĞİM

Uzundere kentsel dönüşüm konutlarındaki son durumu anlatan Tugay, “İzmir Büyükşehir'in kentsel dönüşümle ilgili orada daha önce orada evi arsası olan insanlara taahhüdü vardı. 10 yıldan daha eski. Değişik nedenlerle genelde ekonomik şartlardan yapılamadı. Geçen dönemde kooperatifler kurdurularak bir model çalıştırılmış. Ne yazık ki istenilen seviyede olmadı. Belediye olarak yapacağımızı söyledik. Kooperatiflerin bazıları ile uzlaştık, bazıları ile uzlaşamadık. Hak sahibi olan ya da kooperatif ortağı olarak hak sahibi olan da endişe etmesin. Kimseyi mağdur etmeyeceğim. Örnekköy'de yapılıyor. Uzundere'de yapılacak. Gaziemir'de yine bir alanda var” diye konuştu.

İKİNCİ ÇEVRE YOLU ACİL İHTİYAÇ!

İzmir'in trafik sorununa da değinen Tugay “Araç sayısı artıyor. Ana arterleri.. Bir çevreyolumuz var. Altınyoldran başlayan ta havalimanına kadar giden aks var. Yoğun bir trafik taşıyor. Yol planlamasının doğru yapılmaması sorun. Ulaşım master planı yapılmış ama beklenenin üzerinde bir nüfus artışı olmuş. En acil ikinci çevreyolu ihtiyacı. Sürekli hükümetten şikayet ediyormuşum gibi düşünülmesin. Ulaşım Bakanlığı'nın sorumluluğunda olan projelendirilmiş bir proje. Ak Parti adayı söz vermişti seçilsem de seçilmesem de. Bir an önce yapılması lazım. Buca'dan Otogar'a bağlantı sağlayacak tünel yapımını hızlandırdık, bitireceğiz. Havalalanına giden alternatif yol için proje hazırlanıyor. Fuar İzmir arkasından alternatif yol bağlantısı oluşturulacak. Pek çok yerde yol çalışmamız devam ediyor" dedi. 

“İZMİR'İN BAŞINI ÖNE EĞDİRMEM”

Tugay sözlerini şöyle sürdürdü:

“Başka parti de seçilebilir. Hükümet de değişir. Değişecektir zaten. Bir dönemde aynı çağın insanları olarak, bizden sonra çocuklarımız bir arada millet olarak yaşayacak. Bu insanların hepsine hizmet edilmesi gerekiyor. Biz birine göre hangi partidensiniz diye sormuyoruz. İzmir'in başını öne eğdirecek bir performans ortaya koymam. Mutlaka başaracağız. Hep beraber İzmir'i bu dönem çok güzel noktalara taşıyacağız. Bunu görüyorum, enerjinin arttığını biliyorum. İzmir için gelecek aydınlık olacak. Karbon nötr şehir olma yolunda Avrupa Birliği'nin Türkiye'den etiket verdiği tek şehir. Umut ettiği tek şehir. Avrupa'nın Türkiye'de bu açıdan inandığı şehir. Kim ne yaparsa yapsın İzmir iyi olacak.”

"OLMAYAN PARAYI VEREMEYİZ"

İZENERJİ, İZELMAN ve EGEŞEHİR şirketlerinin toplu iş sözleşme süreci ile ilgili bilgiler veren Başkan Tugay, "Ankara'daydım. Belediye İş ve Genel İş'in genel merkezlerini ziyaret ettim. Belediyemizin içinde bulunduğu durumu aktardık. Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri ile ilgili yaşadığımız durumu da aktardık. Düşük asgari ücret inanılmaz kötü. Çalışanlara verilen ücretler ne yazık ki rahat bir geçim için yetmiyor. Enflasyon, pahalılık var. Bu memurlar için de geçerli. Çiftçinin de esnafın da toplumun her kesiminin sıkıntısı var. Ülkece olumsuz kötü bir tablo yaşıyoruz. Gönlümüzden geçen rahat edeceği bir ücret ver. İçinde bulunduğumuz gerçekler var. Bütçe var. Onun karşılayabileceği bir ödemeyi vaat edebiliyoruz. İlk telaffuz ettikleri rakamlar ödeyemeyeceğimiz rakamlar. Aralık tarihi itibari ile alacakları ücret ile Ocak'tan itibaren geçerli ücreti karşyılaştırdığınızda yüzde 70, 80 artış görünüyor. Günlük ücretler ve yan ödemeler. Günlük ücretlerde bugün teklif edilen ödenen rakamların hiçbirinden düşük değil. Yan ödemeler zaten devam edecek. Bir ikisi ile ilgili itirazımız var. 'Rapor almayın prim verelim' diye bir şey konulmuş. Hasta olanlar rapor alacak tabi ki. Hasta olduğu halde prim alacak diye rapor almayan varsa bu insanlık suçu. Bunun gibi işe devam primi gibi bir şey var. Bunlar karşı çıktığımız maddeler. Telepleri ve beklentilerinin yüksek olduğunu söylüyorlar. Bunu ödeyemeyeceğimizi söylüyoruz. Grev haklarıdır ama şehir yaşamını felç etmeyecek şekilde olması lazım. Elimizde para olsa istediklerinden daha fazlasını vermeye hazırım. Olmayan bir parayı verebilme şansımız olmadığı için arkadaşların makul talebe dönmesi gerekiyor. Şu ana kadar imzaladıkları bütün toplu sözleşmelerin üzerinde bir önerimiz var" diye konuştu.