CHP'li Aslanoğlu: 'Siyaset bezirganları var'

SONKALE TV yayınında soruları yanıtlayan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, çarpıcı açıklamalarına devam etti. İzmir'deki listelerin milletvekili sayısındaki düşüşte etkili olup olmadığı sorusuna Şenol Aslanoğlu şu yanıtı verdi:

"Herkes ister takımının daha toplum tarafından sevilen isimlerden kurulmasını. Siz de bir futbol takımı kursanız muhtemelen daha yıldız oyuncular, daha toplumun bildiği isimler istersiniz. Ama bu takımın ana performansını etkiler mi, etkilemez. Takım performansını asıl etkileyen şeyin, bizim atılan iftiralarla ilgili cevabı oluşturamayışımız... Yoksa 8+8 çıkınca dünyanın en başarılı il başkanı ya da olmazsa dünyanın en başarısız il başkanı ve örgütü değil... Temel durum oy oranlarımızla ilgili. Özellikle ikinci bölgede, sabah akşam atılan iftiralara ilişkin verdiğimiz cevabı yeterince iletemediğimizi düşünüyorum. Özellikle kırsal kesimde bu iftarının karşılık bulduğunu, milliyetçi seçmen oylarında net olarak görüyoruz."

(Başkan Şenol Aslanoğlu, Gazeteci Mustafa Akbaş'ın sorularını yanıtladı)

İTTİFAK ORTAKLARI ÇALIŞMADI MI?

Aslanoğlu, ittifak ortaklarının sahada yeteri kadar çalışmadığı eleştirileriyle ilgili şunları söyledi:

"Yok aslında. Beklenti büyüktü İzmir'le ilgili... Diğer yerleri bilmem. İttifak bir topluma ruh vermek için yapıldı. Ayrıca Anadolu'nun çeşitli yerlerinde de güçleri vardır. İzmir'de İYİ Parti'nin dışındaki 4 partinin oy oranı zaten yüzde 1 düzeyindeydi. Bugün de 6 parti il başkanıyla toplantı yapıp buraya geldim. Onlardan bizim eforumuzu gücümüzü göstermelerini bekliyorlar. Ama biz bu şehrin yarısıyız. Geri kalan yarısını birçok parti bölüşüyor. İttifak ortaklarımız da bu şehirde 1 düzeyindeler hepsi."

ONUN YERİNE BENİM ADIM YAZILSA OYLAR YÜZDE 10 YÜKSELECEK MİYDİ?

"Kontenjan adayları daha üst sıralara yazılamaz mıydı?" sorusuna Aslanoğlu, "Şöyle bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Onun yerine benim adım yazılsaydı oylarımız yüzde 10 yükselecek miydi? Böyle bir milletvekili düzeyinde beklenti doğru değil. Tabii ki herkes ister ki kendi çevresinden arkadaşlar yazılsın, İzmirli milletvekilleri daha çok olsun, ittifaktan arkadaşlar olmasın benim şehrimde... Ben İzmir il başkanıyım. Tabii ki en çok isteyeceğim şeyler bu olurdu. Ama bu olsaydı oylar şöyle olurdu kısmı 2023'ün bilimsel verilerine uygun değil. En önemlisi karar benim kararım da değildi. Enerjimi değiştiremeyeceğim şeylere çok harcamam. Bugün de değiştirebileceğim bir şey değildi. Hele de geride kalan bir şey için bu konuşma 12 gündeki performansımı zerre kadar etkilemeyecek. Sadece bununla ilgili 10 dakika konuşmak benim başka şeylerle ilgili 10 dakika konuşmamı engelliyor" yanıtını verdi.

SİYASET BEZİRGANLARI

Aslanoğlu, tamamen Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimi kazanmasına odaklandıklarını vurgularken, seçmendeki kırgınlıkla ilgili şu çarpıcı açıklamayı yaptı:

"Siyaset birkaç katmanlı iş. Bir, siyaset bezirganları var. Onların ne dediğini dinlerseniz, bambaşka. O kendi varlığı dışında ne ülke düşünür, ne millet düşünür, ne parti düşünür... O siyaset bezirganıdır. O listede kendi var mı? Varsa en güzel liste odur. Yoksa zaten dünyanın en kötü listesidir. Zaten yeryüzü de bu yüzden yıkılmıştır. Bu bilimden uzak, siyaset bezirganıdır, bir kenara bırakalım. Bir de siyasete ilgili insanlar var. Gelecekleriyle de ilgili ciddi kaygılı insanlar var. Onların kırgınlıkları değil istediklerini henüz elde edememişliklerine ilişkin bir şey net var. Sosyal medya düzeyinde gözüküyor. Sosyal medyayı da ikiye üçe ayırıyorum. İnstagramcılar, facebook'çular, twittercılar...  Twittercılar yüksek eğitimli, refah düzeyi iyi ve özgürlüklerine ilişkin kaygıları çok olan bir kesim. Toplumun çok az kesimi. Onlara sesleniyorum mesela, tweet atma el at... Sürekli tweet atmakla bir şey çözülmüyor. Bu akşam bir farklılık yap, işten çıkınca AKP'ye oy verdiğini düşündüğün bir mahallede evin kapısını çal, 'komşum ben böyle bir ülkede yaşamak istemiyorum' de ya. 'Valla bıktım' de, birini ikna etmeye çalış.. Oradan sürekli akıl vermeye çalışan ya da olmayanı çoğaltanlar bizim bir işimize yaramıyor. Birinci, kırgın dediğiniz, öfkeli dediğiniz kesim bence orada..."

SANDIKLARI TAKİP ETMEYİP TEVATÜRLERE İTİBAR EDİYORUZ

Sınıflandırdığı kırgın kesimleri tanımlamaya devam eden Aslanoğlu, şöyle dedi:

"İkinci kesim, ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Aslında temeli şu; biz bu işin ilk turda bitmesinin zor olduğunu düşünürken özellikle Muharrem İnce'nin adaylıktan çekileceği açıklaması ilk turda biter hissiyatının yoğunlaşmasına yol açtı. İlk turda bitmeyince de onları endişelendirdi. Özellikle deprem bölgesinde AKP'nin çok oy almasına sinirlendiler. Niye böyle oluyor bu işler dediler. Ama aradaki bir kesim de bize ulaşmaya çalışıyor, birşey yapmak istiyor. İşi bir yerlerinden tutmak istiyor. Hatta biz de bu konuda bir çağrıda bulunduk. Vatandaşlarımızın özellikle sandık günü müşahit olma konusunda ciddi istekleri var. Ama bu çağrıları ilk kez yapmıyoruz. Seçim günü de yapmıştık. Herkesin oy kullandığı sandığa sahip çıkmasını istemiştik. Aslında böyle süpermenliklere gerek yok, kendi oy kullandığınız sandığa gidin, müşahit kartına da gerek yok, her seçmen kendi seçim sandığında sayımı izleme hakkına sahiptir. Hiçbir sandık görevlisi onu dışarı çıkaramaz. Herkes kendi sandığına gidip sayımı takip etse bu endişelerden kurtulacağız. Sandıklarda bunu takip etmeyince ortalıkta dolaşan tüm tevatürlere de itibar ediyoruz, aman böyle olmuş olabilir mi, şöyle olmuş olabilir mi diye..."

ELEŞTİRİLER ALIYORUM AMA...

Aslanoğlu, ikinci turda katılım oranının düşmeyeceğini vurgularken, çalışmalarda CHP'de tecrübeli eski isimlere yer verilmediği eleştirilerini şöyle yanıtladı:

"123 gün kalaydı görevi devraldığımda. Şehirde en çok efor sarf eden partililerden bir tanesi oldum. Gönlüm çok rahat. Uykusuz geceler, günde 6-7 ilçede programla çalışmayı tamamladık. Yönetime gelince, siyasetin çok eskileri, yenileri var... Eleştiriler alıyorum tabi, toplu hücum toplu savunma, eskisi gibi otobüsle gidelim, il başkanı konuşsun, yöneticilerin hepsi konuşsun.. Bu çok doğru bulduğum bir yöntem değil. Kendi yaptığım bir iş de değil... Siz beni kaç belediye açılışında gördünüz. Kaç kere Tunç beyin büyükşehir açılışında, kapanışında bulunuyorum. Zorunlu olmadıkça gitmiyorum. Bu fotoğraf, fotoğrafçılık işi sevdiğim bir şey değil. Bir adam bir işi alır, yürütür. Ekip çalışmasına da eskiden beri yatkınım. İş dünyasının en temel şeyidir. Herkes bir sorumluluk sahası alır, o sorumluluk sahasında yürür. Çoğu zaman onların ne yaptığına bakmam bile. Mesela, seçim güvenliği.. Bu konuda Deniz beyin (Deniz Yücel) kurduğu ekibi hiç değiştirmedim. Zaten o ekip, çok uzun yıllardır orada. İki, sandık görevlilerini de ben belirlemedim. Göreve geldiğimde sandık görevlileri belliydi Deniz Başkan zamanında. İlçeler de zaten aynı başkanlarla, örgütlerle gidiyor. Yönetimsel süreçlerle ilgili tabi eski usül talepler var. Bana da geliyor, yahu biz 20 kişi niye aynı yere gitmiyoruz. Yahu biz 20 kişi aynı yere, bir arabaya sığmıyoruz. Bana makul gelecek 3 kişidir. O sırada biri de başka bir yere gitmelidir. Bunların tümü bana zul gelen işlerdir. Evet doğrudur bu eleştirileri alıyorum."

YALAN VE İFTİRA

Eski yöneticilerin görüşlerinin alınmadığı iddiasıyla ilgili Şenol Aslanoğlu şunları söyledi:

"Bu yalan ve iftira. Belki tarih boyunca eski yönetim kurulu üyelerini toplantıya çağırmış ve fikirerini almış tek adamım. Eski ilçe başkanlarını toplamış 20 yılın tek adamıyım. Eski il başkanlarını toplamış onların fikirlerini almış tek adamım. Eski belediye başkanları, siyasette rakipler filan hepsine görev vermiş tek adamım. Bunu anlatıyorlar, bir sürü şey.. Biliyorsunuz ben Balçova Belediye Başkan Adayıydım. Mehmet Ali Çalkaya Balçova Belediye Başkan Adayıydı. Ve Balçova Belediye Başkan Adayı Mehmet Ali Çalkaya bu dönemde seçimde çalıştı mı çalıştı. Görev verdik mi verdik. Yani benim siyaseten bunların anlattığı anlamda şeylerim yok. Bu gözükmesin, bu kenarda kalsın... Bütün eski belediye başkanlarını da sahaya sürdüm. Çalışmak isteyen herkesin yolunu açtım. Mehmet Gönenç de çalıştı, Mehmet Ali Çalkaya da çalıştı, Sema hanım da çalıştı, Urla'da Sibel hanım da çalıştı, belde belediye başkanları da çalıştı. Miting komitesine Tacettin Bayır'ı, Mustafa Moroğlu'nu, Musa Çam'ı ben aldım. Gelin sizin miting tecrübeniz vardır, çağrıyı oluşturalım dedim. Onlar gittiler tüm sivil toplu kuruluşlarına. Yani benim siyasette bir adamı geriye itmeye yönelik bir tavrım yok. Normal bir partili de vatandaş da güler buna. Toplantı yapmamak, bu toplantılara almamak, böyle bir şey yok. Şu var sadece... Bizim toplumumuzdaki genel hastalık. Biz toplantıyı yapıyoruz siz de fikrinizi söyleyin. Bazı fikirler gerçekten çok zeki.. Bazısı beni tatmin eden bir şey değil."

ESKİ USÜL ÖNERDİĞİNİZDE SICAK BAKMIYOR OLABİLİRİM

Artık daha dijital bir dünya olduğunu kaydeden Aslanoğlu, "Eski usül bir şey önerdiğinizde çok sıcak bakmıyor olabilirim. Sonuçta kararı verirken de sizin dediğinizi yapmadığımızda şu oluyor, bizi toplamadılar... Ben ekiplerle ve minimal ekiplerle yürümeyi tercih ediyorum. Her sorumluluğun da birine tarif edilmesi gerekiyor. Siyasette eski usulde şöyle bir şey var; takip edilememezlik. Ben çalışayım, 30 ilçede çalışayım. E ben senin performansını nasıl takip edeyim. Sayısal nasıl bir değer bulacağım. Aslında mesele de şu; sabah kalkmayacağım, akşam da gitmeyeceğim" yorumunu yaptı.

Şenol Aslanoğlu, hazırladıkları bir seçim videosunun 5.4 milyon, bir diğerinin 1.6 milyon izlendiğini, gençlik ofislerinin çok ciddi bir iş yaptığını, dolup taştığını anlattı.

İZMİR'DE SANDIKLAR EN BAŞINDAN BERİ GÜVENDEYDİ

Sandık sonuçlarına itirazlar konusunda ise Şenol Aslanoğlu şunları söyledi:

"İzmir'de sandıklar en başından beri güvendeydi. Gece zaten ıslak imzalı tutanaklar elimizdeydi. Bu yüzden ıslak imzalı tutanaklarla YSK verilerini anlık olarak takip edebiliyorduk. Aynı zamanda üçüncü bir girişimiz vardı elimizde. Ve bilgisayar sistemimiz bu üçü arasındaki uyumsuzluğu bize anında gösteriyordu. İlçe seçim kurullarında, neredeyse her okulda avukatlarımız vardı. Ben de gezdiğim ilçe seçim kurullarında gördüm, sandık başında hemen müdahale ettik. Şimdi İzmir'de iki gündür, bir twittir olayı var. Ellerinde bir iki tane görüntü var. Görüntülerin yüzde 80'i de o sandıkla attıkları görüntüdeki sandık aynı yer değil. Bana attıkları bir tane bir yer var, Yeşiller Sol'un 1 oyunu yanlış yazmışlar. Bizi de 1 oyumuz... Başka bir sandıkta da Yeşiller Sol'un 109 oyu 106 yazılmış. Buna da muhtemelen itiraz ettiler. Bizim kendi sandık sonuçlarımız sistemde net olarak görebildiğimiz şekilde. Ben bunu söylemekten sıkıldım. Net görüyoruz. İzmir'de YSK verisi nedir görüyoruz. Bizim tek tek girdiğimiz ıslak tutanakları görüyoruz. Okul sorumlularımızın girdiğini görüyoruz. Üçü arasında fark var mıyı görüyoruz. O yüzden böyle bir şeyimiz yok."

ENDİŞE ETTİĞİMİZ DURUM YOK

Tutanakların yazılı bir itiraza kalmadan çoğunun gece boyunca sözlü olarak düzeltildiğini aktaran Aslanoğlu, "Oy kaymaları olmuş falan. Yani 10 bin sandığımız var. Oy kayması olan yerler evet var. Onların hepsi o gece düzeldi. Bizim şuan itiraz ettiklerimiz, geçersiz oylarla ilgili endişe duyduklarımız yerler var. Ama sonucu etkileyebilir düzeyde değil. Çok büyük şuan endişe ettiğimiz durum yok" dedi.

Aslanoğlu, uykusuz geceler yaşayan sandık görevlilerine haksızlık yapılmamasını istedi.

YURTTAŞLARA ÇAĞRI, KOMŞUNUZA ANLATIN

İkinci tur için de yurttaşlara bir çağrıda bulunan CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, şöyle konuştu:

"Herkesi geleceğine sahip çıkmaya çağırıyorum. Biz yüzde 68 oy verdik ama yetmedi. O zaman yüzde 70 oy vererek bu oyunu değiştireceğiz. Elimizden geleni yapacağız. Ben kendim açısından söyleyeyim, gece gündüz çalıştım, Türkiye sonucunu birinci turda bitirmeme yetmedi. Benim daha fazla efor sarf etmem gerekiyor bu 14 günde. Ondan sonra ahlayacak vahlayacak durum yok. Vatandaşlardan da beklendim, katkınızın olabileceği ne varsa yapın. Çevrenizdeki herkesi tanıyorsunuz, sadece gidip ellerini sıkıp onlara nasıl bir Türkiye istediğinizi söylemeniz gerekiyor. 21 yıldır bu gençlerin bıktığını, bu ülkede kalmak istemediklerini vatandaşın diğerine anlatması gerekiyor. Çocuklarımızın vatan topraklarında kalmasını sağlamalıyız. Bu çocukların geleceğini umutlarını ellerinden almaya hakkımız yok. En önemli şeylerden biri de Şenol Aslanoğlu, Tunç Soyer, Ednan Arslan, Mahir Polat terörist değil. Bu arkadaşlar terörist filan değil. Böyle bir şey yok. Bunu sadece siz daha fazla aç kalasınız, cebinizdeki parayı daha fazla çalmak için yapıyorlar. Bunu anlatmak gerekiyor."