Lezzet tutkunları, Efeler Yolu Gastronomi Günleri'nde bir araya geldi

İzmir'de 'Efe' ve 'Zeybek' temasını işleyen kültür rotasıyla geniş bir coğrafyayı kapsayan Efeler Yolu'nun tanıtımı kapsamında Efeler Yolu Gastronomi Günleri düzenlendi. İzmir'in yanı sıra farklı şehirlerden gelen çok sayıda katılımcı Ödemiş ve Tire'yi gezme ve tanıma fırsatı yakaladı. Efeler Yolu Gastronomi Günleri'nin ilk gününde; Lübbey, Ödemiş ve Birgi rotası gezildi. 'Hayalet köy' olarak tanınan Lübbey ile başlayan gezi rotası, Ödemiş Arkeoloji ve Etnografya Müzesi ile devam etti. Konuklar ardından Ödemiş'in 1926 yılındaki ilk otellerinden olan şimdilerde ise Ödemiş ve Küçükmenderes havzasının geçmişini ve kültürünü tanıtmak amacıyla müze haline getirilen Kent Arşivi'nde geçmişe yolculuk yaptı. Coğrafi işaretli 'Töngül Pide' ve 'Ödemiş Tulum Peyniri' katılımcıların beğenisine sunuldu. Birgi içerisinde bulunan halkın kullanıma açık, odun ateşinde nohut mayalı ekmek pişirilen sokak fırınlarının asırlık geleneği ise Efeler Yolu Gastronomi Günleri'nde yaşatıldı. Programın devamında Birgi'nin simgelerinden olan Çakırağa Konağı'nın bahçesine geçildi. Katılımcılar; İzmir Valisi Süleyman Elban'ın ev sahipliğinde menüsü İzmirli ünlü Şef Osman Sezener tarafından hazırlanan bölgeye has özellikli ürünler kulanılarak yapılan akşam yemeklerinden tatma fırsatı yakaladı. Etkinlikteki 'Efeler' gösteri büyük alkış aldı.

'ÇOK ÖZEL BİR HAVZA'

Çarkırağa Konağı'ndaki etkinlikte konuşma yapan İzmir Valisi Süleyman Elban, söz konusu rotanın güzellik ve zenginlerine dikkati çekerek, "Hem doğal güzellikler açısından hem tarihi varlıkları açısından hem de iklim, doğal ürünler ve gastronomi zenginliği açısından çok özel bir havzadan bahsediyoruz. Bu havza milli tarihimiz bağlamında da çok özel bir yere sahip. Efeler Yolu ile ilgili çalışmayı ülkemizin ve dünyanın kamuoyuna sunmak istiyoruz ki buradaki yerel kalkınmaya katkısı olsun. İzmir, çok önemli bir ticari limanı olan ve dünyayla çok entegre bir şehirde yer almasına rağmen, iç bölgeler daha doğal, daha bakir kalmayı başarmış ve neredeyse şehir dışında hiç göç almamış. Ova kesimi dışında hızlı bir nüfus vermeye başlamış. Burada da ciddi manada nüfus azalışı olmuş. İnşallah bu çalışmalar sonunda kırsalda hem mevcut nüfusun korunması hem de belki giden belli bir nüfusun geri dönüşü sağlanarak, ekonomik canlılığa aracılık etmiş oluruz" dedi.

'KESTANENİN YÜZDE 70'İ BURADA YETİŞİYOR'

Türkiye'deki kestanenin yüzde 70'inin bu havzalarda yetiştiğini dile getiren Vali Elban, "Ancak ekonomiye nihai ürün olarak işleyen başka yerler bu konuda daha hızlı yol alıp meşhur olmuş. Bu havzada zeytininden incirine, kestanesinden tıbbi aromatik birçok ürünü doğal haliyle görebiliyorsunuz. İncirde, zeytin çeşitleri ve özellikle doğal zeytinleri ve zeytinyağında da çok iddialı bir bölge. Zeytinin yaprağı konusunda ilaçlamanın ve gübrelemenin olmadığı bir yer. Tüm bunların mutfağa girince nasıl bir mucizeye dönüştüğünü anlatmaya gerek yok. Bir yıldan beri bu coğrafyada geziyoruz, Efeler Yolu'nda yürüyoruz. Hem spor yapıyoruz hem coğrafyayı tanıyoruz hem de İzmir'in bu güzelliğini yaşıyoruz. Sadece gastronomisiyle değil, doğa sporları ve diğer etkinliklerle de inşallah herkesin bu güzelliklerden yararlanmasını temenni ediyorum" diye konuştu.

Öte yandan Gastronomi Günleri'ne katılan lezzet tutkunları, Efeler Yolu Direktörü Prof.Dr. Özgür Özkaya'dan süreç ve yürütülen çalışmalar ile ilgili de bilgi aldı.

İKİNCİ DURAK TİRE

Etkinliğin ikinci gününde ise 650 yıllık Ahilik geleneği ile Tire Pazarı'nın açılışı dualar eşliğinde yapıldı. Konuklar, esnasın adetlerinden olan Tire esnaf kahvaltısı olan Tak Tak Kebabı ve Tandır çorbasının tadına bakma imkanı yakaladı. Türkiye'nin en büyük açık hava pazarı olan Tire Pazarı'nın 2 bine yakın tezgahı ile sadece Tire için değil yöre için de önemine dikkat çekilirken sonrasında Tire Süt Ürünleri Kooperatifi ziyaret edildi. Ziyarette Kooperatif Başkanı Osman Öztürk, bölgenin süt ürünleri zenginliği, peynir çeşitleri ve kooperatif hakkında katılımcılara bilgiler verdi. Efeler Yolu'nun en güzel noktaları arasında yer alan ve yenilebilir otlar açısından çok zengin bir yer olan Kaplan Köyü de ziyaret edilirken, dünyanın en sağlıklı mutfaklarından sayılabilecek bölgenin mutfak kültürü de konuklara aktarıldı. Nohut mayalı Kahrat ekmeği, çamur peyniri, bölge zeytinyağı, lor tatlısı, lalengi ve Tire köftesi de etkinlik kapsamında tanıtıldı. Öte yandan Efeler Yolu rotasında Kaplan Köyü'nün amblemi bir kaplan türü olan Anadolu parsının en son burada fotokapana yakalanmış olmasına, Güme Dağları'ndaki yaban hayatın çeşitliliğinin korunması için yapılan çalışmalara da dikkat çekildi. Kaplan Dağ'da yer alan şef Lütfi Çakır ve şef Deniz Çakır tarafından Tire'ye ait hazırlanan özel yemekler de misafirlerin beğenisine sunuldu.