MSB'den düşürülen İHA ile ilgili açıklama: Zaafiyet iddiaları gerçeği yansıtmıyor

MSB’den yapılan bilgilendirmede, söz konusu İHA’nın tespit, teşhis ve takibine yönelik sürecin ilgili tüm birimler tarafından derhal başlatıldığı belirtildi. İHA’nın düşük radar kesit alanına sahip olması, irtifa ve sürat özellikleri nedeniyle tek bir sensör verisine dayanılmadığı; radar, elektro-optik, elektronik harp ve erken ihbar sistemlerinden elde edilen çoklu verilerin karşılıklı doğrulanmasıyla sürecin yürütüldüğü ifade edildi.

Yapılan değerlendirmeler sonucunda, hava sahası emniyetinin korunması ve vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla kontrolden çıktığı anlaşılan İHA’nın F-16 savaş uçakları tarafından takip edildiği, prosedürlerin tamamlanmasının ardından en uygun noktada kontrollü bir müdahaleyle vurularak düşürüldüğü kaydedildi.

Açıklamada, hava sahasına ilişkin tüm kararların sivil hava trafiği de dâhil olmak üzere hava sahası emniyetinin korunması, yerleşim alanlarına yönelik risklerin önlenmesi ve elde edilen verilerin bütüncül şekilde değerlendirilmesi esasına göre yüksek hassasiyetle alındığı vurgulandı. Uygulanan yöntemin, yerleşim alanlarına yönelik riskleri bertaraf eden ve sivil havacılık faaliyetlerinin emniyetini önceleyen en ihtiyatlı yaklaşım olduğu belirtildi.

Vurularak imha edilen İHA’nın havada çok küçük parçalara ayrılarak geniş bir alana dağıldığının değerlendirildiği, bu durumun tek parça veya bütünlük arz eden enkaz tespitini zorlaştırdığı aktarıldı. Bu kapsamda arama-tarama ve teknik inceleme faaliyetlerinin ilgili birimlerce titizlikle sürdürüldüğü, doğrulama süreçleri tamamlanmadan yapılan spekülatif değerlendirme ve dezenformasyon içerikli iddialara itibar edilmemesi gerektiği ifade edildi.

MSB, Türkiye’nin hava sahası kontrolünün radar, erken ihbar, elektronik harp ve önleme unsurlarını kapsayan katmanlı ve entegre bir mimariyle 7 gün 24 saat esasına göre sağlandığını vurguladı. Açıklamada, hava savunma sistemlerinin görevini başarıyla yerine getirdiği belirtilerek, sistemin zaafiyet içinde olduğu yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığı kaydedildi.

Elde edilen tecrübeler doğrultusunda tespit, teşhis ve reaksiyon süreçlerinin düzenli olarak gözden geçirildiği, operasyonel prosedürler ile teknik kabiliyetlerin sürekli geliştirildiği bildirildi. Ayrıca Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle Karadeniz’in güvenliğine yönelik benzer olumsuzluklar konusunda her iki tarafın da daha dikkatli olmaları hususunda muhatapların ikaz edildiği ifade edildi.

"Türkiye 'Tek Devlet, Tek Ordu' ilkesini desteklemeye kararlıdır"

MSB, SDG'nin entegrasyonu ile ilgili de şu açıklamada bulundu:

"Suriye Hükümeti tüm kurum ve birimleri ile yeniden yapılanmaya, ülkede istikrar ve güvenliğin tesisine yönelik gayretli çalışmalarına devam etmektedir.

Suriye’nin istikrarı ve güvenliği, bölgenin huzuru için kritik öneme sahiptir. Türkiye, bu doğrultuda Suriye hükümetiyle yakın iş birliğini sürdürmeye ve “Tek Devlet, Tek Ordu” ilkesini desteklemeye kararlıdır.

Bu konuyla ilgili Türkiye olarak muhataplarımızla gerekli koordinasyonları yapıyor ve süreci yakından takip ediyoruz."

Ne olmuştu?

MSB yaptığı açıklamada Karadeniz'de kontrolden çıktığı tespit edilen insansız hava aracının vurularak düşürüldüğünü bildirmişti.

MSB'den yapılan açıklamada, Karadeniz üzerinden Türk hava sahasına yaklaşan bir hava izinin tespit edildiği ve rutin prosedürler kapsamında takibe alındığı belirtilmişti. 

Hava sahasının güvenliğinin sağlanması amacıyla, NATO ve milli kontroldeki F-16'lara alarm reaksiyon görevi verildiğine işaret edilen açıklamada, "Söz konusu hava izinin kontrolden çıktığı anlaşılan bir insansız hava aracı olduğu belirlenmiş herhangi bir olumsuzluğa mahal vermemek adına, meskun mahal dışında emniyetli bir bölgede vurularak düşürülmüştür" denilmişti.