Altay ve Karşıyaka…

İkisi de İzmir’in değerli markası, asırlık çınarı…

İki cephede de benzer sancılar yaşanıyor yeni sezon öncesi…

Altay, borç batağından kurtuluş yolunu şirketleşmekte gördü, Büyük Altay 1914 Futbol ve Spor Yatırımları A.Ş’yi kurdu… Sponsor konusunda bir ışık da vardı… Süleyman Özkaral başkanlığındaki yönetim, futbol şubesinin yarışmacı haklarını o sponsora devredip, 664 milyon gibi dev bir borç yükü altında ezilen Altay için “kurtarıcı” olup tarihe geçecekti…

Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı… Garanti gördükleri sponsor geri çekilince, işler karıştı. Devir gerçekleşmeyince yük, Altay’da mevcut yönetimin üstüne bindi.

Şu ana kadar başka sponsor bulunamadı. Arayış sürüyor olabilir, ama bu süreçte takımın sorumluluğunu üstlenen yönetimin, görevinin gereğini yapması gerekir. Oysa kulübün en temel ihtiyaçlarının bile karşılamadığı, tesislerin doğalgaz, elektrik paralarının ödenmediği, futbolculara yemek çıkmadığı ifade ediliyor.

Taraftar isyanda… Bildiriler yayınlıyor, “Ya sorumluluğunuzu yerine getirin, ya da genel kurula gidin” diyor yönetime…

Üstelik şu aşamada yapılacak bir kongrenin, “zamansız ve yararsız” olma riskinin yüksek olmasına rağmen.

Futbolcular huzursuz… 2. Lig’de şampiyon olabilecek kalitede bir takımın, motivasyonu sıfır…

En büyük korku, “Transfer yasağı” varken ve şu anda bu yasağı kaldırmaya yönelik en ufak bir umut ışığı yokken, büyük özveriyle takımda kalan oyuncuların da birer ikişer gitmesi…

İşin bir başka üzücü yanı, tüm bunlar yaşanırken, Altay’da masaya yumruğu vurarak, sorunların çözümü için camiayı toplayacak, bunu yaparken de kulübe en azından sponsor arayışı sürecinde “can simidi atacak” bir büyüğün ortaya çıkmaması…

En büyük sancı, sanki 100 yıllık çınarın kaderine terk edilmiş olması…

KARŞIYAKA’YA MANEVİ YARA

Peki ya Karşıyaka…

Yeni sezona başkan İlker Ergüllü’nün deyimiyle futbol, basketbol ve voleybolda iddialı hazırlanıyorlar…

Basketbolda yapılan transferler, yeni sezonda güçlü bir kadroyla mücadele edileceğini gösteriyor…

Futbolda yapılan transferlere taraftar gruplarından eleştiriler gelse de çalışmalar sürüyor. Yeni sezon hazırlık kampına gidilmemesi, takımın İzmir’in 40 dereceleri bulan aşırı sıcağında çalışmasına da gelen tepkiler var ama biz, gelelim asıl camiayı tedirgin eden konuya…

“Pınar” markasıyla 26 yıldır KSK Basketbol Şubesi’nin sponsorluğunu üstlenen Yaşar Holding, sponsorluktan çekildi. KSK’nin merhum Onursal Başkanı Selçuk Yaşar’ın yarım asrı aşkın bir süre yeşil-kırmızılı kulübe verdiği destek ve Yaşar Ailesi’nin Kaf-Kaf için ne anlam ifade ettiği göz önüne alındığında bu ayrılık, KSK için sadece maddi değil, manevi bir yaradır. Asıl önemli olan da, Merhum Selçuk Yaşar’ın kemiklerini sızlatan bu maneviyattır.

Peki bu ayrılığın sebebi nedir?

Yönetim durumu, Pınar Grubu’nun verdiği ticari bir karar gibi açıkladı. Oysa işin altında, Pınar Grubu’na yapılan “Siz Türkiye’deki sponsorumuz olun, Avrupa maçları için başka sponsor bulalım” şeklindeki “yakışıksız” bir teklifin yarattığı kulaktan kulağa dolaşmakta. Eğer Yaşar Holding yöneticilerine böyle bir teklifle gidildiyse çok büyük ayıp edilmiş, vefasızlık yapılmıştır.

Eğer böyle bir şey yok ise o zaman “26 yıldır süren ve gönül bağıyla da pekişen bir sponsorluk, ortada hiçbir şey yokken neden biter?” sorusuna yanıt aramak gerekir…

İşin bir de ekonomik boyutu var tabii. Geçen sezon isim sponsorluğu için KSK’ye 90 milyon lira ödediği ifade edilen Pınar çekildiyse, bu açık nasıl kapanacak?

Yeni sponsor arayışlarında, kapıyı 3.5 milyon dolardan (yaklaşık 115 milyon lira) açtığı söylenen ve şu ana kadar çaldığı her kapıdan eli boş dönen yönetim, bu parayı bulabilecek mi?

Ergüllü yönetimi, “üç branşta iddialı” gireceği sezonda, gerekli bütçeyi kendi kaynaklarıyla karşılayabilecek mi?

Yeni sponsor bulunamadığı takdirde KSK’nin sezon içinde, maddi sıkıntılar yaşama riski nedir?

Tüm bunlar, yeni sezon öncesi Karşıyakalıların heyecanını törpüleyen, camiada tedirginlik yaratan konular.

Yaşayıp göreceğiz ama, yaşanan olaylar ve kafaları kurcalayan sorular varken, Altay için “umutlu”, Karşıyaka için “mutlu” başlamayacağı kesin.