İlkay Girgin Erdoğan: Yargıyı kullanarak beni sindiremezler!

18 Nisan 2022 Pazartesi   09:32

Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, haklarında zimmet iddiasıyla açılan davaların iddianemesinin İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildiğini anımsattı. İddia edilen suçların 2019'un yaz aylarında Ramazan Bayramı tatili nedeniyle belediyeye ait tesisteki hasılatın Ziraat Bankası'na geç yatırılmasından kaynaklandığını söyledi.

"YARGIYA HESAP VERMEKTEN KORKMUYORUM"

AKP Karaburun İlçe Başkanı Adem Avcı'nın kendisi hakkında 2019'dan bu yana birçok şikayet dilekçesi verdiğini belirten Erdoğan yazılı açıklamasında şunları kaydetti:

"Meclis toplantılarına bile katılmayan ilçe başkanı, Karaburun’a ve ilçemizin geleceğine yönelik en küçük bir fikri ve söylemi olmadığı için yerel siyaset yapmayı adliye koridorlarında dolaşmak sanıyor. Geçen üç senede kendisinin ve arkadaşlarının Karaburun’a yönelik en küçük bir proje fikrine tanık olmadık. Benimle ilgili sürekli yargıya şikayette bulunmak, yandaş basının Karaburun muhabirliğini yapmak ve meclisimizde alınan her karara ret oyu vermek dışında görevleri olmadığına kendilerini inandırmış durumdalar. Ben mesleğim icabı uzun yıllar o koridorlarda avukat olarak dolaştım. Şimdi de belediye başkanı olarak yargıya hesap vermekten korkmuyorum. Adalete güveniyorum. Yargıyı kullanarak beni sindireceklerini sananlar, yanıldıklarını görecekler.”

Başkan Erdoğan, şikayete konu iddiaların üç sene öncesine ait ve bilirkişi raporu ile dayanaksız olduğunun tespitine rağmen hukuk normlarının zorlanarak mahkemeye sunulduğunu öne sürdü.

"KAYMAKAM İLE SİYASİ ZEMİNDE MÜCADELE EDEMEM"

Karaburun Kaymakamı Serap Özmen Çetin ile eşi Karaburun savcısı Berat Çetin'in ile AKP ilçe örgütü ile işbirliği içerisinde çalıştığını öne süren İlkay Girgin Erdoğan'ın açıklaması şöyle:

"İlçemizde göreve başladığı günden itibaren Belediyemizin pek çok yatırımına engel olan kaymakam hanımefendi iktidar partisinin ilçe örgütü ile adeta işbirliği içinde çalışıyor görüntüsü vermektedir. Açılan her iki davanın da soruşturma savcısı kaymakam nanımefendinin eşidir. Bu süreçte bana ve Karaburun Belediyesi’ne karşı açılan iki davada tanık olan ya da bilgisine başvurulan Karaburun Belediyesi Eski Muhasebe Müdürü Gülay Güngör’ün kızı Hilal Balaban, AKP Karaburun İlçe Teşkilatı’nda görevlendirilmiş ve işe alınmıştır. Aynı şekilde, hükümete yandaş basına yapılan açıklamalarda ‘vatandaş görüşü’ olarak bilgisine başvurulan ve medyada açıklamaları halktan biri olarak verilen kişiler Karaburun Devlet Hastanesi’nde işe alınmış olan AKP Karaburun Gençlik Kolları Başkanı İrfan Kaya ve AKP Karaburun Kadın Kolları Başkanı Neşe Kaplan’dır. Tüm bu gelişmeler olurken, ‘görevini kötüye kullandığı ve denetimi altındaki kurumda usulsüz işlemler gerçekleştirdiği’ iddiası ile hakkında 24 Aralık 2021 tarihinde muhakkik atanan sayın kaymakam hakkında yapılan ve sadece dört tapu kaydını kapsayan inceleme her nedense dört aydır tamamlanamamış ve karar verilememiştir.

"SİNSİCE UYGULANMAK İSTENEN PLAN"

Yaşananları elbette tesadüf olarak görmüyoruz. Ben AKP İlçe Başkanı ile her türlü zeminde ve her şartta siyasi mücadele veririm. Ama Kaymakam ile devletin mülki idare temsilcisi olarak siyaset zemininde mücadele veremem. Üzülerek belirtmek isterim ki bu davada Yargı-Mülki İdare-Siyaset arasında iç içe geçmiş ilişki düzeneğinin ülkemize özgü bir örneği yaşanmaktadır. Burada sinsice uygulanmak istenen oyun planı, Eylül ayında ilk duruşması yapılacak bu davayı mümkün olduğu kadar uzatmak, 2024 yılı Mart ayında yapılacak yerel seçim sürecine ‘iki ayrı ağır ceza mahkemesinde yargılanan Belediye Başkanı’ olarak girmemizi sağlamaktır. Bahse konu iddiaların temelsiz olduğunu, bir kamu zararından söz etmenin mümkün olmadığını, bunun da dosyada mevcut bilirkişi heyet raporu ile belirlendiğini paylaşmam gerekmektedir. Karaburun Belediyesi’ne ait işletmelerde verilen hizmetlere ilişkin hakkımda ileri sürülen iddialar iftiradır. Bu iftiraları dile getirenler ve hukuk zeminine taşıyanlar hakkında her türlü hukuki mücadeleyi verdiğimi ve vereceğimi de ifade etmek isterim. ‘Plaj işletmelerimizde adisyon alınmadığı’ iddiası, bilirkişi raporunda net şekilde çürütülmüş ve İzmir 3’üncü Vergi Mahkemesi’ne açtığımız davada da dijital adisyon uygulanan tesislerde masalara ayrıca adisyon konulması zorunlu olmadığı kararı, Mahkemenin 27 Ekim 2020 tarih ve 2020/1483 nolu kararı ile kesinleşmiştir.

"NAKİT ÖDEMELER PEYDER PEY YAPILMIŞ"

Yargıtay 5’inci Ceza Dairesi’nin uygulamalarına göre soruşturma konusu olayda zimmet suçunun tespit edilebilmesi için, şikayet konusunun Sayıştay’dan emekli uzman denetçilerden oluşacak 3 kişilik bilirkişi kuruluna tevdi edilerek bilirkişi raporunun düzenlenmesi gerekir. İzmir Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı’nın 2020 yılına ait bilirkişi listesinde sadece bir Sayıştay emekli uzman denetçisi olduğundan, dosya Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiş, 2020/10243 talimat nolu dosyadan 3 kişilik bilirkişi heyetine incelenmek üzere tevdi edilmiştir. Bu bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 6,5,2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda bütün evrak üzerinde ayrıntılı inceleme yapılmış paraların hesaplara yatırılış tarihleri tek tek irdelenmiş, işletmenin faaliyete başladığı 7.6.2019 tarihinden 9.9.2019 tarihine kadar nakit ödemelerin peyder pey Ziraat Bankası’na yapıldığı, kredi kartı ile yapılan işlemlerde zaten sorun olmadığı ve her gün hesaplara muntazaman geçtiği belirtilmiştir.

"HUKUK NORMLARI ZORLANDI"

Bilirkişi Heyeti Raporu’nun “Sonuç ve Kanaat” bölümünde ayrıntılı incelemeler ve tespitler doğrultusunda isnat olunan suçlamaların gerçekleşmediği de ifade edilmiştir. Bu raporu Karaburun Cumhuriyet Başsavcısı ve Kaymakam hanımın eşi olan Osman Beraat Çetin yeterli görmemiştir. Bu heyet raporuna itibar etmeyerek tek bir bilirkişinin verdiği ek rapora dayanarak dava açmıştır. Bu rapora ve psikolojik terapi gördükten sonra yaşadıklarını hatırlamadığını iddia ederek ifadesini bir mektupla değiştiren eski belediye veznedarı Atilla Yapar ve eski Muhasebe Müdürü Gülay Güngör’ün ifadeleri dikkate alınarak adeta hukuk normları zorlanarak dava açılmıştır. Tüm bu olay ve olgular ışığında, halka hizmet etmek için seçilmiş ve göreve gelmesinin üzerinden henüz iki ay geçmiş bir belediye başkanının asli görevinin belediyeye ait işletmelerdeki tahsilatları takip etmek olmadığı, çok daha önemli toplumsal sorumluluklarının olduğu; davaya konu olan tahsilatların kontrol ve takibinde asıl sorumluluğunun muhasebe müdüründe olduğu açıktır.”

"SAVCIYA VERİLEN İFADE YERİNE MEKTUBA İTİBAR EDİLDİ"

İlkay Girgin Erdoğan, 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede Türk hukuk tarihine geçecek çelişkiler yaşandığını savundu. Karaburun Belediyesi Mali İşler Müdürlüğü’nde veznedar olarak görev yapan Atilla Yapan’ın ifadelerine dikkat çeken Erdoğan şunları söyledi:

"Atilla Yapan dava kapsamında 8 Şubat 2022 tarihinde alınan ilk ifadesinde, plajlardan toplanan paraların kendisine verilerek Ziraat Bankası’na yatırdığına ilişkin hiçbir şey hatırlamadığını belirtmişti. Yapan yaklaşık bir ay sonra 11 Mart 2022 tarihinde savcılığı bir mektup yazarak hafıza kaybı yaşadığını, gördüğü terapi ve eski arkadaşları ile yaptığı sohbetler sonucunda bir anda hafızasının yerine geldiğini, İncirlikoy işletmesinden gelen paraların Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan tarafından Gülay Güngör’e teslim edildiğini, kendisinin de Veznedar olarak bu paraları sayarak Ziraat Bankası’na yatırdığını ifade etmişti. Savcılıkta verilen ifadenin savcılığa gönderilen bir mektupla değiştirilemeyeceğini, mektup ve ilk ifadenin birbiri ile tamamen çelişkili olmasına rağmen; savcı huzurunda verilen ifade yerine hangi şartlarda kim tarafından yazıldığı belli olmayan bir mektuba itibar edilmesi hukuka aykırı ve manidar"

Bilirkişi raporu şöyle:

İşte Atila Yapan'ın ifadesi:

 

 



Sayfa Adresi: http://www.sonkaleizmir.com/haber/Ilkay-Girgin-Erdogan-Yargiyi-kullanarak-beni-sindiremezler/113668