AK PARTİ VE MHP'YE ÇAĞRI... 

Sao Paulo'nun ikizi olan Clemenceau'da 760 ton asbest çıkarıldığını anımsatan ve tehlikenin boyutuna dair bilgiler veren Mustafa Akbaş şöyle konuştu:

"Brezilya’da bir enstitü, son olarak incelemenin 4 yıl önce yapıldığı için dava açtı ve bu dava kapsamında geminin Brezilya’dan ayrılmaması yönünde mahkeme karar verdi. Buna rağmen gemi limandan ayrılarak İzmir’e hareket etti. Bu toplum sağlığını ilgilendiren bir konu; çevreye yayılacak asbest ilerleyen yıllarda bölgede kanser ve birçok rahatsızlığı önemli oranda artıracak. Bu yanlıştan bir an önce dönülmesi gerekiyor. AK Parti ve MHP'nin bu işe el vermesi, ses vermesi gerekiyor. Bu bir siyaset işi değil. Tamamen halk sağlığıyla alakalı bir durum. Onların aileleri, çocukları, yakınları, akrabaları, sevdikleri, dostları da bu kentte yaşıyor. Fransa, İtalya, Almanya, hatta Hindistan'ın almadığı gemiyi biz neden alalım."

"AK PARTİ'YE PUAN KAYBETTİRİYOR"

Onur Çakır ise asbestli gemiden İzmir kamuoyunun bilgilenmesinde ve tepki oluşmasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın “İzmir dünyamım çöplüğü değildir” mesajının çok etkili olduğunu vurguladı. Geminin İzmir’e, bu yıl kurtuluşunun 100’ncü yılını kutlayacağı 9 Eylül tarihinde gelmesinin beklendiğine dikkat çeken Çakır şunları söyledi:

“İzmir Büyükşehir Belediyesi ve STK’lar, bu konuda ilk dakikadan beri tepkilerini net şekilde ortaya koyuyor. Buna karşı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın gereken açıklamaları yapmaması, sessiz kalması, uçak gemisine karşı İzmir kamuoyunda olumsuz bir yaklaşım oluşturdu. Gemi sökümünde Türkiye'nin dışında Hindistan, Çin, Bangladeş gibi ülkeler var. Diğer ülkelerin almadığı riski neden Aliağa alsın? MHP’li Aliağa Belediye Başkanı da, AK Partili bir çok isim de aslında sökümün Aliağa’da olmasına sıcak bakmıyorlar ama tepkilerini ‘gelsin incelensin, risk varsa geri gitsin’ düzeyinde tutuyorlar.” 

Çakır, bu yaklaşımların AK Parti’ye puan kaybettirdiği değerlendirmesinde bulunarak, "Geminin Türkiye’ye yaklaşmasıyla tartışmalar daha da büyüyecek. Bu siyaset işi değil, halk sağlığıyla ilgili. Net bir duruş göstermek gerekir” dedi.

BASMANE ÇUKURU ÇÖZÜME YAKLAŞTI

Gazeteci Serkan Avcı, İzmir’in 20 yılı aşkın süredir çözümsüz kalan Basmane çukurunu gündeme getirerek, son dönemde önemli gelişmelerin yaşandığını, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve AK Parti tarafının konuya çözüm üretmek adına diyalog içinde oldukları bildirdi.

Onur Çakır, büyük hisselerin TMSF ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde olduğunu, konuyla ilgili Tunç Soyer ile AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin 2 ay önce bir araya geldiklerini aktardı. TMSF’nin hisseleri satmak istediğini, Büyükşehir’in de buradaki arazi karşılığında belediyenin elindeki 3 alternatif araziyi önerdiğini söyleyen ve görüşmelerin olumlu ilerlediğini kaydeden Çakır, bu alanda Büyükşehir’in hizmet binasının yapılmak istendiğini de söyledi.

"ATAKENT LİSESİ İÇİN SORU İŞARETLERİ VAR"

Karşıyaka Atakent Anadolu Lisesi hakkında, depremden iki yıl sonra “depreme dayanıksız” olduğu gerekçesiyle alınan yıkım kararını da değerlendiren Avcı, Çakır ve Akbaş, bin 83 öğrenci, 65 öğretmeni kadrosunda bulunduran 13,5 dönüm arazi üzerindeki okulla ilgili birçok iddianın da ortaya atıldığını anımsattı.

İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’in, arazinin 3. şahıslara devrinin söz konusu olmadığı açıklamasına rağmen halen akıllarda şüpheler bulunduğunu vurgulayan Mustafa Akbaş, “Okulların açılmasına 1-2 ay kalmışken, öğrencileri başka okullara nakledeceksin. Pandemi devam ederken nakledilen okullarda sınıfları kalabalıklaştıracak, hatta ikili öğretime geçeceksin” diyerek plansızlığı eleştirdi.

Eğitim-iş 1 No’lu şube başkanıyla görüşmesini aktaran Akbaş, İzmir’de 100’ün üzerinde okulun yıkılıp yeniden yapılmasının gerektiği bilgisini edindiğini ve henüz 70-80’ine dokunulmadığını söyledi.

Onur Çakır, Karşıyaka Belediyesi’nin de okulla ilgili bilimsel raporların paylaşılmasını istediğini hatırlattı. Çakır, İzmir kamuoyunun konuyu yakından takip ettiğini de aktardı.

"MEHMET ALİ ÇELEBİ FAYDA SAĞLAMAZ"

CHP’den sonra katıldığı Memleket Partisi’nden de istifa eden ve AK Parti'ye geçeceği iddia edilen İzmir Milletvekili Çelebi de Politika Durağı’nda değerlendirildi.

Onur Çakır, “İstifasının gerekçelerini kamuoyuna açıklayan, transfer iddialarına net bir cevap veremeyen Çelebi’nin geçmiş yıllara ait paylaşımlarını sosyal medya hesabından silmesi en dikkat çeken ve yanlış olarak değerlendirilen yönü oldu. Neden daha önce değil de bu iddialar gündem olunca paylaşımları sildi? Kulislerde AK Partiyle görüşme yaptığı konuşuluyor. Ama bu kadar yıpranmış bir ismin AK Parti’ye fayda sağlayacak bir transfer olmayacağına inanıyorum” dedi.

Çakır, Çelebi’nin bu tavrının CHP’de “ithal aday”a karşı çıkıp ön seçimi savunanlar için tartışmaları yeniden gündeme taşıma fırsatı sunduğunu da hatırlattı.Konuşmacılar Kemal Kılıçdaroğlu’nun ahdi vefasıyla milletvekili olan ve sempati kazanan Çelebi’nin Türk siyasetinde etkin bir rol olmadığını savundu. 

Mustafa Akbaş ise Çelebi'nin Türkiye gündemini meşgul edecek kadar özgül ağırlığa sahip olmadığını söyledi.

UFUKTA ERKEN SEÇİM VAR MI?

Türkiye gündemine sıkça gelen erken seçim konusunu da ele alan gazeteciler, “Şartlar Cumhur İttifakı lehine harekete geçtiğinde seçim o zaman yapılacak” fikrinde birleşerek Kasım, Mayıs, Haziran tarihleri üzerindeki düşüncelerini açıkladı.

Akbaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son dönemdeki diplomatik tavrıyla, tahıl koridoru gibi uluslararası konularla ön planda olduğunu aktararak, “Siyasi analizleri plana dayanan Reuters’ta yer alan bir analiz haberin satır araları dikkatimi çekti. Ekonomideki duruma, göç dalgalarına rağmen Erdoğan’ın oy almaya devam edeceği öngörülüp küresel sahnede başarıları sergilediği, Avrupa ve ABD desteğini hissettiğinde seçime gideceği yorumlanıyor” bilgisini verdi.

Çakır ve Avcı ise günün ekonomik şartlarında kasım tarihinin zor göründüğünü, Mayıs alternatifinin akla daha yatkın geldiğini, Erdoğan’ın İzmir’de Cumhur İttifakının adayının kendisi olduğunu açıkladığını, Millet İttifakı’nın adayı konusunda Kılıçdaroğlu’nun isminin öne çıktığını kaydetti.