CHP Sözcüsü Yücel'den İzmir mesajları...

26 Ocak 2024 Cuma   19:33

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sonrası basın açıklaması yaptı. Türkiye'nin ekonomik sıkıntıları ile ilgili değerlendirme yapan, AK Parti hükümetine yönelik eleştirilerde bulunan Yücel, yerel seçim öncesi İzmir'deki süreçle ilgili konuştu. 

Yücel, İzmir'de ilçe adaylıkları ile ilgili anlaşmazlıklar yaşandığı iddiasına, "Büyükşehir Belediye başkan adayımızın ve ilçe başkan adaylarımızın açıklanmamasının sebebi partimizin yetkili organlarının titizlikle çalışma yapmasıdır. İzmir siyasetçisiyiz. İzmir milletvekiliyim, geçmişte il başkanlığı yaptım, İzmir ile ilgili çeşitli yakıştırmalar yapılabilir. Bize yansıyan sorun, çekişme, çatışma söz konusu değil" dedi. 

İZMİR VALİLİĞİ'NE TEPKİ 

Yücel, İzmir Valiliği'nin CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e vermediği 'Havaalanında miting' iznini AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ'a verdiğini söyleyen Yücel şunları söyledi:

"Siyasi duruşlarına göre farklı muamele yapan, onlara çifte standart uygulayan siyaset anlayışının bir örneğini de geçtiğimiz günlerde İzmir'de yaşadık. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in genel başkan seçilmesinin ardından 7 Kasım 2023'te Manisa programı için İzmir'e ilk gelişinde onu büyük bir heyecan ve coşkuyla karşılamak isteyen parti örgütümüz ve İzmirli hemşerilerimiz için İzmir İl Başkanlığımız Adnan Menderes Havalimanı'nda bir hazırlık yaptı. Genel başkanımızın vatandaşlara seslenebilmesi için platform ve ses düzeni kurulmasını istedik ancak İzmir Valiliği 'güvenlik' gerekçesiyle izin vermedi. İl başkanlığımız da devleti temsil eden valiliğin sözüne güvendi ve yasağa uydu. Ancak 20 Ocak'ta yaşanan bir olayla çifte standartı gördük. Türkiye Cumhuriyeti'nin ana muhalefet partisi genel başkanına verilmeyen izin AKP'nin İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayına verildi. İzmir Valiliği'ne soruyorum. Sayın Özgür Özel'e verilemeyen izin sayın Hamza Dağ'a neden verildi? Siz devletin valisisiniz yoksa AKP'nin valisi misiniz? Eğer devletin valisiyim diyorsanız soruşturma başlattınız mı? AKP'nin valisiyim diyorsanız bunu cesurca ve mertçe söylemeye cesaretiniz var mı? Parti devlet kafasıyla yandaş gibi hareket eden İzmir Valiliği bu konuyla ilgili derhal bir açıklama yapmak zorunda. AKP'nin 31 Mart Yerel Seçimleri'ni devletin her imkanıyla yürüteceği belli oldu. Her türlü engellemenize rağmen, İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere CHP'li belediyelere yenilerine ekleyerek sosyal belediyeciliği tüm Türkiye'ye yayacağız"

"BORCU BORÇLA KAPATMAYA ÇALIŞIYORLAR"

Yücel, konuşmasında şunları söyledi:

"Ülkemizdeki ekonomik buhran, dar gelirli vatandaşlarımızı nefes bile alamaz hale getirdi. Vatandaşta para yok, cepler bomboş. İnsanlar ümitsiz, toplumun büyük bir kesimi geleceğe kaygıyla bakıyor. Ya bankalardan yüksek faizle kredi çekiyorlar ya da kredi kartlarına yükleniyorlar. Çünkü hayatlarını idame ettirmek için başka çareleri yok. Borcu borçla kapatmaya çalışıyorlar. Son verilere göre; vatandaşın kredi borcu 3 trilyona yaklaştı. Tüketicilerin bankalara olan borcu son 1 ayda 152 milyar lira arttı… Bireysel kredi kartı borçları geçtiğimiz yıla göre yüzde 157 artarak 1 trilyon 200 milyara yükseldi. Borçlar arttıkça icra dairelerindeki dosyalar da artıyor. Resmi verilere göre son 20 günde icra dosyaları yüzde 15 oranında arttı. Bakın bu çok ciddi bir oran! Bu ülkede her 4 vatandaştan biri, borcu nedeniyle icralık… İşte 22 yıldır iktidarda olan AKP hükümetlerinin ülkeyi getirdiği ekonomik tablo bu. Hal böyle iken; Sayın Erdoğan, büyük bir pişkinlikle en düşük emekli maaşını 'sanki bir müjdeymiş gibi' 10 bin lira olarak duyurdu… Herhalde, utanma duygusunu da kaybetmiş olacak ki, üstüne bir de 2024’ü 'Emekli Yılı' ilan etti… Emeklilerle ne derdin var Sayın Erdoğan? Emeklilere düşman mısın sen? Bir kilo etin fiyatı 500 liraya dayanmış, en ucuzunu alayım deseniz bile, 1 kilo peynirin fiyatı 200 lira olmuş, bir litre süt 30 lira, patatesin kilosu 20, soğanın 10 lira olmuş! Meyve sebze fiyatları el yakıyor… Kira artışlarını, elektrik, su, doğalgaz faturalarını söylemiyorum bile… Sayın Erdoğan itibardan tasarruf etmeyecek diye bu ülkede insanlar, pazar tezgahlarından çürük meyve sebze topluyor…"

"EK ZAM, CEBE GİRMEDEN BUHARLAŞIP GİDİYOR"

Yücel konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Saray itibardan tasarruf etmeyecek diye vatandaşlarımız, ucuza ekmek alabilmek için sabahın kör karanlığında saatlerce kuyrukta bekliyor. Saraya ve yandaşlarına akan kaynaklar, iş emeklilere gelince birdenbire kesiliyor. AKP, bütün emekli maaş zamlarını eşitleyerek sorunu çözmüş gibi yapmaya çalışıyor. Ama yüzde 127’lik enflasyon karşısında verilen ek yüzde 7’lik zam, cebe girmeden buharlaşıp gidiyor. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel haftalık grup toplantısında söyledi. '2002 yılında, en düşük emekli maaşı asgari ücretin % 147’si kadardı, bugün % 44’ü kadar!' Emekliler de bu ülkenin vatandaşı!  Emeklilerin de aileleri var! Emeklileri yok sayan, onları açlığa, sefalete, yokluğa ve yoksulluğa mahkum eden anlayışı reddediyoruz. Emeklilere sesleniyorum. Gelin bu anlayışı sandığa gömelim! Sizlere açlığı, yokluğu ve yoksulluğu reva gören bu anlayışa sandıkta ders verelim. Emekli yakınlarına sesleniyorum! Yıllarca emek verip, alınteri döküp sizleri büyüten, okutan, meslek sahibi yapan, hayata hazırlayan annelerinize, babalarınıza, büyüklerinize bu yokluk ücretini reva gören anlayışa 'Artık yeter' diyelim. Biz emeklilerin haklarını savunmaktan, yaşadıkları mağduriyeti dile getirmekten vazgeçmeyeceğiz. Bir kez daha söylüyoruz! Emeklilerimizin insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesi için en düşük emekli maaşı en az asgari ücret kadar olmalıdır. Aylık bağlama oranlarında ve katsayılarda adaletsizliğe son verilmeli, emekliler yıllar boyunca verdikleri emeğin karşılığını hakkıyla ve layıkıyla, eksiksiz bir şekilde almalı."

"ERDOĞAN ÜLKEYİ BATIRDI"

Türkiye'nin ekonomik sıkıntılarına dikkat çeken ve Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan'ı eleştiren Deniz Yücel şöyle devam etti:
"Çok iyi biliyorsunuz; sadece emekliler değil, toplumun tüm kesimlerinde yoksulluk derinleşiyor… Yapılan araştırmalar, gıda fiyatlarındaki artışın 'açlık riskini' günden güne arttırdığını gösteriyor… Açlık sınırı 17 bin 2 liralık asgari ücreti geçti. Halk, her gün açlıkla sınanıyor ama son 1 haftadır konuşulan, Merkez Bankası Başkanı ve ailesinin pembe dizi kıvamındaki maceraları…. Merkez Bankası Başkanı, göreve geldiği günden bu yana para politikaları ve ekonomide attığı adımlar yerine, gafları, ailesi ve kendisine sağlanan ayrıcalıklarla gündeme geldi… Bir ülkenin Merkez Bankası Başkanının bu tarz haberlerle anılması; başta o ülkenin ekonomisi ve o ülkede yaşayan insanlar olmak üzere kimseye fayda sağlamaz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın, kurumsal yapısına ve ciddiyetine zarar verilmesi, para politikaları açısından en önemli devlet kurumlarından birinin, magazinel konularla gündeme gelmesi, ülkemizin itibarını zedeleyen ciddi bir sorundur. Kendi içindeki hesaplaşmaları, kamuoyu önünde bir güç savaşına dönüştüren AKP’nin tek yaptığı, ülkemizin itibarını zedelemektir.Her zamanki gibi AKP, kendi istikbalini, ülkenin istikbalinden önde tutuyor… Bu çekişmelerden yine halkımız zarar görüyor. Merkez Bankası demişken, dün politika faizi 250 baz puan arttırıldı ve % 45'e yükseltildi. Ne demişti Erdoğan: 'Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselemez, faiz devamlı düşecektir. Göreceksiniz enflasyon da faizle birlikte düşecek'. Bunu defalarca söyledi. Ve en son 14 Mayıs seçimlerinden kısa bir süre önce söyledi. Ama ne faiz düştü, ne de enflasyon… Bu sözler söylenirken faiz % 8,5 idi, enflasyon % 45,5. 9 ayda faiz de, enflasyon da düşmedi, aksine fırladı. 'Faiz sebep, enflasyon sonuç' gibi cin fikirleri olan Sayın Erdoğan, ülkeyi batırdı."
 



Sayfa Adresi: http://www.sonkaleizmir.com/haber/CHP-Sozcusu-Yucel-den-Izmir-mesajlari-/145614