Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle: Deprem ülkemizin en sancılı gerçeği. 6 Şubat'ta yaşadığımız asrın felaketinde depreme dayanıklı binanın ne kadar önemli olduğunu gördük. Perşembe günü yaşanan 5 büyüklüğündeki sarsıntı, bize Marmara'da da elimizi çabuk tutmamız gerektiğini hatırlattı. Depremi engellemek elimizde değil ama can ve mal kayıplarının önüne geçmek mümkün. Bunun için kentsel dönüşüm projeleri hayati öneme sahip. Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan itibaren bizim kentsel dönüşüm meselesindeki hassasiyetimizi herkes çok iyi bilir. Sultanbeyli'deki kentsel dönüşüm çalışmalarına da bu anlayışla hız verdik. Kentsel dönüşüm projelerini hızla yapabilmemiz için vatandaşlarımızın desteğine ihtiyacımız var. Önce can, önce huzur... El ele vererek bu projeleri hayata geçirirsek inşallah çok kısa sürede çok büyük işler başarırız. Fakat ana muhalefetin ve marjinal örgütlerin tezviratlarına prim verirsek neticede kaybeden yine biz oluruz. İnanıyorum ki Sultanbeyli burada da şu andaki tabloyla örnek bir duruş sergileyecektir. Sadece Sultanbeyli'den değil, tüm İstanbul'dan, tüm İstanbullulardan bu konuda yapıcı tavır bekliyorum. "PROJELERİMİZE 'RANTSAL DÖNÜŞÜM' DİYEREK ÇAMUR ATTILAR" Yıllarca bizim projelerimiz 'rantsal dönüşüm' diyerek çamura attılar. İşin bir yanından tutmak yerine vatandaşı kışkırtıp çabalarımızı sabote etmeye kalktılar. Peki sonra ne oldu? Olan maalesef millete oldu. Bizim yüreğimiz yandı. 'Rantsal dönüşüm' iftirasıyla projelerimize kara çalanların hiçbiri 6 Şubat depremlerinde ortalıkta yoktu. En fazla bir iki fotoğraf çektirdiler, sonra sırra kadem bastılar. Ama biz hamdolsun tüm kapasitemizle deprem bölgesindeydik. 'Bedava oy vereceğiz' diyerek meydanlarda ahkam kesenleri ise bir daha bölgede gören, duyan olmadı. İzmir'de TOKİ'den bile iyi olacak iddiasıyla başlattıkları projede de sonuç büyük bir hüsran oldu. Binlerce vatandaşın parasını aldılar, insanımızı boş yere umutlandırdılar, sonra da milleti dolandırıp yüzüstü bıraktılar. Şimdi mahkemede bunun hesabını veriyorlar. Kötüledikleri TOKİ'miz ise vatandaşa güvenli, dayanıklı, hesaplı yuvalar inşa etmeye devam ediyor. Bugüne kadar 1 milyon 740 bin sosyal konut üreten TOKİ'miz, projelerine yenilerini ekliyor. KİRALIK KONUT KAMPANYASI 81 ilimizde 500 bin sosyal konut inşa etmek için düğmeye basıyoruz. İstanbul'daki fahiş kiraları denetlemek için TOKİ eliyle ilk kez kiralık konut kampanyasını başlattık. Projenin detaylarını önümüzdeki günlerde paylaşacağız. "BELEDİYE SOYGUNCULARINA SAHİP ÇIKIYOR" Tüm bu gerçekler ortadayken biz bunlara 'millete yanlış yapmayın, biraz dürüst olun' deyince beyler hemen rahatsız oluyor. Peki buradan soruyorum: Halkın parasını oy vaadiyle alıp bunları iç etmek tokatçılık değil midir? Bedava ev sözü verip sonra bir daha hiç oralı olmamak dolandırıcılık değil midir? Meydanlarda bol keseden atıp tutup sonra bunların arkasında durmamak yalancılık değil midir? Öyle ya, madem yapmayacaktınız, milleti niçin umutlandırdınız? Madem çark edecektiniz, vatandaşa onca sözü niçin verdiniz? Biz bunları sizin yüzünüze çarpmayalım mı? Bunları size hatırlatmayalım mı? Bunların peşine milletimiz adına düşmeyelim mi? Kusura bakmayın, biz milletin hak ve hukukunu korumakla mükellefiz. Bu görevimizi de Allah'ın izniyle sonuna kadar yerine getireceğiz. Aynı şekilde yargı ve emniyet mensuplarımız da vazifelerini yapacak. Buna tehditleriniz, hakaretleriniz, yargı ve emniyetimizi hedef göstermeniz engel olmayacak. Ortada harcanan milyarlar var ama eser yok, hizmet yok, icraat yok. Şimdi bunun hesabı yargımız tarafından sorulmasın mı? Soygun düzenine bizzat kendileri göz yummuş. Bunlar ortaya dökülünce CHP'nin başındaki zat 'siyasi operasyon' diyerek belediye soyguncularına sahip çıkıyor. Bu skandalları ihbar eden CHP'li değil mi? Kaç kişinin haklarına girdilerse hepsinin hesabını mahkemelerde tek tek veriyorlar, verecekler. Her fırsatta yaptıklarını yüzlerine vuracağız.