Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, bugünkü grup toplantısında, CHP İzmir İl Kongresine yönelik “sus payı” değerlendirmem üzerinden beni hedef alan açıklamalarda bulunmuştur.   Sayın Özgür Özel’in cezaevi ziyareti sonrası, Şenol Aslanoğlu’nu tek aday göstermesine yönelik değerlendirmelerimi gazeteci arkadaşlarımız sordu. Sayın Özgür Özel, kooperatif yolsuzluk davasına yönelik operasyonun yapıldığı akşam katıldığı canlı yayında, "Bu iş iki üç yıldır, İzmir’de kaynıyordu. Tunç bey, Heval bey, Şenol bey karşı tarafta, daha o zaman bana bunu kullan dediler, bizim kurultay öncesi bu mevzular fokurduyordu" dedikten sonra, 'NE OLDU DA bu aşamaya geldi' dedim.   Ve şöyle devam ettim.   “Bence bu sus payıdır. CHP Ankara İl Başkanının yakınları dahil pek çok kişi bu dosyada yargılanıyor, demek ki bu iş İzmir ile sınırlı değil, Ankara’ya, CHP Genel Merkezi’ne kadar uzanıyor”   Bu açıklamalarımın üzerine, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in bugünkü feveranları ve hayali hikayeleri, ne kadar haklı olduğumu ortaya koyuyor.   Zengezur Koridoru’nu Deyrizor ile karıştıran, “minareler mızrak, saldır asker” gibi mısralarla şiir ve edebiyat dünyamızı perişan eden, Cemil Tugay’ın adaylığını ilan ederken başkasının elini kaldıran Sayın Özel, sanırım beni de karıştırdı.

Ana muhalet her açıklaması ile aslında kendisini ifşa ediyor, ülkeyi yönetme ehliyetinden ne kadar uzak olduğunu birkez daha gözler önüne seriyor. CHP’de her yerde kavga var. Yaşanan kavgaların kaynağı fikirler, ilkeler ya da halka hizmet heyecanı değil, koltuk paylaşımı ve rant kavgasıdır. Düne kadar yere göğe sığdıramadıklarını bugün ihale, makam, rant ve nüfus için karalayan bir kavgadır. Sayın Özel, diline hiç yakışmayan ve oldukça sakil duran, namertlik ve mertlik naraları okuyarak, partisinin İzmir İl Kongresi öncesi hedef şaşırtmaya çalışıyor. Sayın Özel, Şenol Aslanoğlu’nun adaylığı için beni değil, kendi eski ve mevcut Milletvekillerini, ilçe başkanlarını ve delegelerini ikna etmelidir. Çünkü daha İzmir’den ayrılmadan bu karara yönelik, kendi Milletvekilleri ve partilileri tarafından, açıkça medya üzerinden beyanatlarla eleştirilmiştir.   Bugünkü feveranlığı ile de verilen kararın, kendi tabanında da kabul görmediğini açıkça kabullenmiştir. Sayın Cemil Tugay’ın da “burada yanlış var denildiğinde dikkate almak zorundayız, aksi takdirde ben de bu gün cezaevinde olurdum” dediği, binlerce İzmirlinin mağdur olduğu, bir yolsuzluk davasından bahsediyoruz. Her şeyden önce Sayın Özel, bunun “sus payı” olmadığına, bu işin Ankara’ya Genel Merkez koridorlarına kadar uzanmasının kaygısı ile bu kararı almadığına, önce partisini sonra ise kamuoyunu ve İzmir’i ikna etmelidir.

ÖZGÜR ÖZEL NE DEMİŞTİ?

Özel, AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya'nın CHP il kongresiyle ilgili sözlerine isim vermeden tepki göstermişti. Özel şunları söylemişti:

"Kimi mertçe karşıdan vurur, namertler arkadan vurur ama ülkeyi yöneten bu anlayışı yere düşene vuruyor. Geçtiğimiz günlerde İzmir’de gördüğüm bir örneğini. Dün akşam serbest kalan, gerçi ev hapsi verildi İzmir il başkanımız için… Cezaevine atmışlar. CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu kooperatifçilik suçundan cezaevinde duruyor. Şimdi biz il kongresi yapıp ‘Yerine sen geçeceksin, ben geçeceğim’ mi yapalım? Bütün İzmir örgütü dedi ki ‘yapmayalım, il başkanımızın arkasında duralım. O çıktıktan sonra bakarız, il kongresine ne yapacağımıza.' Hem CHP ailesiyle gurur duydum hem ailesi memnun oldu. AK Parti’nin İzmir Milletvekili, yöneticisi açıklama yapıyor: “Acaba bu olanlar İzmir İl Başkanı'na sus payı mı?” diye. Öyle biliyorum ki benim yanımda methiyeler düzüyordu “Biz birbirimizi severiz, İzmir’de birlikteyiz, Şenol Başkan da iş adamıdır” diye. İçeri düşünce arkasında ailesi ve CHP ailesi duruyor ama hapse düşmüş ya düşene tekmeyi ilk o vuruyor. Emekliye de çalışana da hapisteki Ekrem Başkanımıza, belediye başkanlarımıza da siyasi tutsaklara da ya da her ne sebeple olursa olsun bir şekilde düşene yerde tekme atan bu iktidar anlayışına yazıklar olsun. Her sabah ben yataktan yerdekini tekmeleyenlere haddini bildirmek üzere kalkıyorum."