İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Levent Yıldır'ın açıklaması şöyle: Anayasa’nın 68. Maddesine göre “Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.” Siyasi Partiler Kanunu'nun 3. Maddesine göre de siyasi partiler “bir devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden…” kuruluşlardır. O halde sormak istiyorum, AKP’de siyaset yapan bazı arkadaşlarımız bu kurallardan muaf mıdır? Bizler, meşru çoğunluğun temsilcileri olarak iktidar baskısına direnirken, bir bakıyoruz bazı AKP’li yöneticiler sit alanı olan kamu mülküne yapılan ruhsatsız yapının yıkılmasına direniyorlar. Bizler gençlerimizin, çocuklarımızın gelecek refahını sağlamak için her gün iktidar saldırılarının hedefi olurken, bazı AKP’li yöneticiler kaçak tarikat binaları yıkılmasın diyerek yasal yıkım ekiplerinin önüne set oluyorlar. Bizler sağlam olmayan binaların tahliyesini ve yıkımını gerçekleştirmeye çalışırken, vatandaşa kira desteği, kalacak yer desteği sağlarken, bazı AKP’li yöneticiler mahalle sakini bile olmayan üç beş provokatörle yıkım ekiplerinin önüne set olup kamu görevlilerini hedef gösteriyorlar. Bunlar nerede mi oluyor, son seçimlere göre Türkiye’de en çok oyu olan CHP’nin kalesinde, İzmir’de oluyor; İzmir’de Kadifekale sit alanına yapılmış, kamu mülkünün üstüne inşa edilmiş kaçak yapının yıkımında oluyor; Karabağlar’da kaçak tarikat binasını mühürlerken ikinci Madımak olur tehditleri eşliğinde oluyor; Tahliyesi ve yıkımı gereken Atamer Mahallesi’nde oluyor ve her seferinde aynı AKP’li yöneticiler sahne alıyor… O kişiler kanundan, hukuktan muaf olmamasına rağmen muaf olduğu gibi bir yanılsama içindeler. O kişiler betona olan sevdasından gerek halk sağlığını tehdit eden her şeyin yanında, halk için olanın karşısında, kamunun karşısında, kamu gücünün karşısında, hukukun, adaletin karşısında. Kendilerini uyarıyoruz. Bu yanılsama halinden çıkın! Anayasa’nın çizgisine gelin, anayasanın size, bize ve herkese çizdiği sınırlarda siyaset yapın! Unutmayın ki, binlerce canın enkaz altında kaldığı bir afet döneminde bile çadır satma derdine düşen bir zihniyetten bizim insanlık adına alabileceğimiz bir ders yoktur.