İzmir kararını ver; beton mu üniversite mi?
Mustafa Akbaş

Yer; İzmir Karabağlar... Tarih 7 Eylül 2016... FETÖ'nün hain darbe girişimi sonrası kapatılan İzmir Üniversitesi'nin yerine yeni bir devlet üniversitesi kuruluyor. İzmir Demokrasi Üniversitesi adı veriliyor... İzmir'de bir müjde gibi yankılanıyor haber. Türkiye'nin üçüncü büyük kenti ve demokrasinin beşiği İzmir'e namına yaraşır, ismiyle  müsemma bir üniversite...

Öyle ki; bu üniversitenin bünyesinde Diş Hekimliği, Eğitim, Fen Edebiyat, Güzel Sanatlar, Hukuk, İktisadi ve İdari Bilimler, Mimarlık, Mühendislik, Sağlık Bilimleri ve Tıp'tan oluşan 10 fakülte ile benzer branşlarda 3 enstitü ve 3 de yüksekokul kurulacağı duyuruluyor. Ancak bu denli büyük ve kapsamlı bir üniversite, kampüs oluşturulmadan Mithatpaşa Yerleşkesi'ne sıkıştırılıyor. Yani Hazine'ye ait Üçkuyular ve Güzelyalı’daki iki eski binaya... Kentin orta yerinde, beton yığınlarının arasında, liseden bozma iki eski binaya...

Fakat, bu abuk, baştansavma girişime devlet bürokrasisinin kirlenmiş çarkları arasında halen direnen bazı vicdan sahibi yetkililerin yüreği el vermiyor. Ve diyorlar ki; yahu mahalle arasındaki iki eski binada bunca fakülte olur mu, bilim bu kadar ayaklar altına alınır mı, böyle üniversite olur mu, gençlerimiz buna layık mı?

Nihayet, uzun tartışmalar sonrasında İzmir Demokrasi Üniversitesi için Karabağlar Uzundere'de bir kampüs oluşturulması kararlaştırılıyor. Hazine'ye ait 80 hektarlık alan bu üniversitenin kampüsü için ayrılıyor. Ancak, ne oluyorsa işte bundan sonra oluyor.

***

AKP iktidarının betondan beslenen karanlık odakları devreye giriyor. Otobanın hemen yanıbaşındaki, Uzundere'de bulunan ve tamamı üniversiteye ayrılmış 80 hektarlık araziye göz dikiyorlar. 'Yıldırım' hızıyla hareket edip, 2017 yılında tamamen İzmir Demokrasi Üniversitesi'ne tahsis edilen ve planları bile hazırlanan araziye yeni bir plan çizdirtiyorlar. Üniversite kampüsüne TOKİ konutları yapmayı gündeme getiriyorlar. Akıl alır gibi değil ama yapıyorlar. Üstelik o bölgede, konut yapılabilecek devasa başka araziler olmasına rağmen...

Ve nihayet 2018 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 80 hektarlık üniversite kampüs alanının 42 hektarına TOKİ konutları yapılmasına ilişkin projeyi onaylıyor. Birkaç cılız itirazın haricinde kimseden de ses çıkmıyor.

Ancak, arazinin sınırlarında yer aldığı Karabağlar Belediyesi, bu akıl dışı, bilime ve halka düşman tavıra karşı sessiz kalmıyor. Karabağlar Belediye Başkanı CHP'li Muhittin Selvitopu, arazinin tamamının üniversiteye bırakılması gerektiğini en üst perdeden söyleyip, kampüsün içine konut yapılması girişimine itiraz ediyor. Tahmin edeceğiniz üzere, bu itirazlar, ülkenin gençlerinden çok rantı ve TOKİ'nin müteahhitlerini düşünen çevrelerce dikkate bile alınmıyor.

Karabağlar Belediyesi ise çaresiz yargıya başvuruyor. Mahkeme, 20 Şubat 2020 tarihinde kampüs alanına TOKİ planının iptaline karar veriyor. Ancak, rant lobisi geri adım atmıyor. Bakanlık aynı mantıkla, sadece yasayı arkadan dolaşmak için başka bir plan hazırlayıp süratle onaylıyor. Belediye ikinci plana da dava açıyor ve yine iptal ettiriyor. İnanmayacaksınız ama İzmir 1. İdare Mahkemesi'nin 19 Mart 2020'de verdiği "planın yürütmesinin durdurulmasına yönelik" karara rağmen TOKİ, konutların kura çekimini yapıyor. Yasadışı şekilde 800'e yakın hak sahibi belirleniyor. Dosyalar hazırlanıyor, peşinatlar yatırılıyor, başı sokacak mutlu bir ev hayalleri kuruluyor.

Ama iş yasaya aykırı olduğu için çalışmalar duruyor. TOKİ de yalan oluyor.

***

Peki, yorgan gidiyor, kavga bitiyor mu? Bitmiyor. AKP'nin sadece arazi ve imar işlerinde ortaya çıkan İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, sahneyi alıyor ve "CHP'li Başkan Muhittin Selvitopu dargelirli yurttaşların ev sahibi olmasını engelledi" diye basıyor yaygarayı...

Peşinden, senkronize bir şekilde, yasadışı kurada ismi çıkan ve "TOKİ hak sahibi" olduklarını belirten kalabalık bir grup, Karabağlar Belediyesi önüne gelerek Başkan Selvitopu'nu protesto ediyor... Haberler çarşaf çarşaf malum medyada ve sözümona objektif basın kuruluşlarında yayınlanıyor. Muazzam bir algı oluşturuluyor. Zeytinyağı gibi de üste çıkılıyor. Nasıl bir ülke ama!

Şimdi soruyorum; namuslu bir kamu görevlisi, üniversite için ayrılan araziye korsan şekilde TOKİ konutları yapılmasına göz yumabilir mi? Mahkemenin kararına uyulmamasına ve yasadışı konut kurası çekilmesine sessiz kalabilir mi? Başkan Selvitopu göz yummamış ve sessiz kalmamış.

Yahut soruyu tersinden sorabilirsiniz; namuslu bir kamu görevlisi üniversite için ayrılmış alana göz dikebilir mi? Üniversite gençliği yerine 21 yıldır semiren müteahhitlerin yanında saf tutabilir mi? Dargelirli insanların duygularını istismar ederek, yasaya aykırı şekilde konut kurası çekebilir mi? Maazallah hepsini yapmışlar...

***

Son söz; sizi bilmem ama ben gözünü rant bürümüş bu dipsiz bucaksız kötülüğün ülkemizin yakasını pek öyle kolay bırakacağını düşünmüyorum. Hele ki; Başkan Muhittin Selvitopu örneğinde olduğu gibi, dipsiz bucaksız kötülüğe direnenleri dayanışma duygularımızdan mahrum bıraktığımız sürece kurtuluş hiç mümkün görünmüyor.

CHP İl Başkanlığı, CHP'li siyasiler, Millet İttifakı, sol, çevreciler, ilericiler v.s. ses verirlerse haber edin...

 



Sayfa Adresi: http://www.sonkaleizmir.com/yazar/Izmir-kararini-ver-beton-mu-universite-mi/1309