ege yıldız, sessiz boru
Son Kale İzmir
  • Dolar
    32,5740
    Dolar
  • Euro
    34,9757
    Euro
  • Altın
    2.419,780
    Altın
  • Bist-100
    9.722,00
    Bist-100
  • ADANA
    21/36°
    ADANA
  • ANKARA
    18/27°
    ANKARA
  • ANTALYA
    21/27°
    ANTALYA
  • BURSA
    13/27°
    BURSA
  • ISTANBUL
    15/22°
    ISTANBUL
  • IZMIR
    14/24°
    IZMIR
  • KONYA
    17/29°
    KONYA
Facebook Twitter
ANA SAYFA GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN KÜLTÜR-SANAT TÜRKİYE DÜNYA GÜVENLİK
Erdoğan'dan İsrail'le ticaret açıklaması!
Erdoğan'dan İsrail'le ticaret açıklaması!
Eski bakan Mehmet Ali Yılmaz evinde ölü bulundu!
Eski bakan Mehmet Ali Yılmaz evinde ölü bulundu!
Yargıtay'daki düğüm yine çözülmedi!
Yargıtay'daki düğüm yine çözülmedi!
Tıraş ücretini fazla bulup berberi kurşunladı!
Tıraş ücretini fazla bulup berberi kurşunladı!
Hüsnü Çelebi
Çuvala sığmayan mızrak
4 Mart 2020 Çarşamba

Mülteci olmanın ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Bilmediğiniz son derece açık. Bilseydiniz bu kadar sığ bir yaklaşım içinde olmazdınız. “Aman bize gelmeyin” duyarsızlığının sizi kurtaramayacağını görür, çözüm odaklı politikalara ortak olurdunuz. Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak ölümden kurtulan bu insanların, neden bir kez daha ölme pahasına denizlere açıldıklarını anlamış olursunuz. Sorunun kaynağından faydalanmak yerine, çözüme yönelik adımlar atardınız, böylece kadınları ve çocukları sınırda tehdit etmezdiniz. Masum insanları ortaçağ kafasıyla mızraklamazdınız. O mızrakların aslında savunduğunuz değerleri tehdit ettiğini anlardınız. Ölenlere “Nasıl olsa bizden değiller” diye bakmazdınız. İki yüzlülüğün sadece bir yere kadar işe yarayacağını görürdünüz. Hafızalarda birer fotoğraf karesi olarak bekleyen çocuk ölümlerinin zihninizin sınırlarını çoktan geçtiğinin farkında olurdunuz.
Kaçış güzergahlarında bulunan kasabaların, tenha köşelerinde yapılan ölüm pazarlığına izin vermezdiniz. Kıyıya vuran patlatılmış botların kaç kişiye mezar olabileceğini bilir, insanları kirli pazarlıklara mecbur bırakmazdınız.
Çürüyen cesetler Ege kıyılarına vurmazdı. Evlatlarını kaybeden annelerin, babaların acı içinde yaşamalarını engellerdiniz.
İnsanlık onurunu böyle bir rezillikle kirletmemiş olurdunuz. Dünyadaki zorbalıklara, çıkar çatışmalarına, aç gözlülüğe, hakça paylaşmak çizgisinde karşı koyardınız.
Kendi çocuklarınız için istediğiniz geleceği, onların da kendi evlatları için isteyebileceğini duyardınız.
“Biz yiyelim, siz seyredin “ acımasızlığından vazgeçerdiniz.
Fedakarlığı sürekli başkalarından beklemeyi bırakır, sorumluluğu paylaşırdınız. Bir zamanlar dünyaya ilham veren (Avrupa Birliği) birleşmenin, çürüyen yüzünü görür, düzeltmek için silkinirdiniz.
İnsanlığa umut olan yükselişin, mültecilerin kalplerinde Ege’nin sularına gömüldüğünü görürdünüz. 
Son günlerde mülteciler üzerinden yürüyen bir sürece tanıklık ediyoruz. Batının sadece kendini önceleyen yaklaşımı, bir gün iflas edecek. Buna şüphe yok. Ne olursa olsun!
Mülteciler konusundaki tutumları, övündükleri değerler ile örtüşmüyor. Ayrımcı, sığ ve gelişmeleri okuyamayan Batı, bir gün bunun sonuçları ile yüzleşmek zorunda kalacak.
Sınırlara örülen duvarların arkasında güvenli, konforlu yaşamlarını, milyonu geçen ölümler pahasına savunanlar, nedense sorunun kaynağına bir türlü bulaşmak istemiyorlar.
Haksızlık etmeyelim! İşlerine gelen tarafla bir hayli ilgili oldukları açık. İnsani bir duyarlılık gerektiğinde ortadan kaybolanlar, bu kadar ölüm ve istikrarsızlık varken hala rahat yaşamlarına devam edebilecekleri yanılgısına nasıl düşüyor? Bunu anlamak mümkün değil.
Nasıl olur da milyonlarca insan ülkesini terk ederken güvende olacağınızı düşünebilirsiniz? Akla ziyan bir körlük ile bu sorunun cevabı elbette verilemez. Vücudumuzun ağrıyan noktasına odaklanmak bazen yanıltıcıdır. Ağrının başka hastalıkların habercisi olabileceğini anlamak için, bütüncül bir yaklaşım sergilemek gerekiyor. Bunu da, dünyaya daha adil bir yaklaşım içinde olanlar yapabilir. 
Bazılarının ülkemizi bir açık hava mülteci kampı olarak görmek istediğinden neredeyse hiç birimizin şüphesi yok. Fakat övündüğümüz değerleri, bir şeyler uğruna çöpe atmanın gerekliliği konusunda şüpheliyim. Yine de bu güne kadar yaşananları görmek istemeyenlerin, gözlerini açması için bir fırsat olabilir. Tüm tarafların sorumluluğu paylaşarak, üzerine düşeni yapması gerekiyor. Doğal kaynakların yerleriyle ilgilenmek yerine, insanlıklarını hatırlamak yerinde olur. Bu coğrafyadaki yangından beslenirken, yanmayı düşünmenin zamanı artık gelmiştir...

 

 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
zekerya şenol 10 Mart 2020 Salı 11:13

çok haklı ve yerinde yazılmış bir yazı.

Yorumu oyla      0      0  
Eylem 4 Mart 2020 Çarşamba 13:35

Kaleminize sağlık????yozlaştığımız ve duyarsızlaştığımız şu dönemde böyle yazıların daha çok yazılıp okunması gerekli bence,yeni yazılarınızı sabırsızlıkla bekliyoruz,saygılar????

Yorumu oyla      0      0  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK'TA SON KALE İZMİR
TWITTER'DA SON KALE İZMİR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Sokak esnafı korona günlerinde faydalı oluyor mu?

Evet
Hayır
Bilmiyorum

Sonuçları göster Anket arşivi
PUAN DURUMU
ARŞİV
Son Kale İzmir
KünyeKünye Ä°letiÅŸimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri